Ömer Atıf - Son Mektup 2006

Gönderen Konu: Ömer Atıf - Son Mektup 2006  (Okunma sayısı 2326 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mehmedim

  • Administrator
  • *
  • İleti: 11761
  • Etkinlik:
    0.4%
  • Tesekkur Edildi: 310577 kez
  • Rep Puanı: 583
  • Cinsiyet: Bay
Ömer Atıf - Son Mektup 2006
« : 21 Kasım 2010, 21:42:30 »
Ömer Atıf - Son Mektup 2006 320 Kbps
10 / 00:00:45:34 / 104,28 MB



Ömer Atıf - Son Mektup 2006 320 Kbps (10 / 45:34)
--------------------------------------
Ömer Atıf - 1 Son Mektup  (04:35)
Ömer Atıf - 2 Canım Anam  (03:35)
Ömer Atıf - 3 Gülümseyen Güneş  (04:14)
Ömer Atıf - 4 Anne  (05:47)
Ömer Atıf - 5 Sular Kirlenmesin  (04:43)
Ömer Atıf - 6 Naat Övgü  (010:25)
Ömer Atıf - 7 Kavuşmak İçin  (03:24)
Ömer Atıf - 8 Ocakçı  (02:32)
Ömer Atıf - 9 Gurbet İçimde Bir Düştür  (03:10)
Ömer Atıf - 10 Vasiyet  (03:09)

Bu icerigi gorebilmeniz icin yapmaniz gerekenler:
  • içeriği görmek için tesekkur butonuna tiklamaniz gerekir (Mesajin sag kosesinde)

kenankamil

  • Ziyaretçi
Ömer Atıf - Son Mektup
« Yanıtla #1 : 30 Nisan 2011, 06:46:50 »
paylaşım için teşekkür ederim eline sağlık
 

xxxextra

  • Kahraman Üye
  • *******
  • İleti: 1888
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 555 kez
  • Rep Puanı: 14
Ömer Atıf - Son Mektup
« Yanıtla #2 : 06 Mayıs 2011, 10:46:19 »
teşekkürler
BİTMEYEN SEVDAMSIN YA HZ.MUHAMMED S.A.V.
 

Asikovboy

  • Kıdemli Üye
  • ******
  • İleti: 1387
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 117 kez
  • Rep Puanı: 10
Ömer Atıf - Son Mektup
« Yanıtla #3 : 19 Eylül 2011, 22:44:31 »
yüregine saglik....
 

ilahiezgi

  • Kahraman Üye
  • *******
  • İleti: 2957
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 1481 kez
  • Rep Puanı: 0
Ynt: Ömer Atıf - Son Mektup 2006
« Yanıtla #4 : 15 Şubat 2013, 17:44:35 »
Allah razı olsun.
 

diamon63

  • Emektar Üye
  • ********
  • İleti: 3761
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 194 kez
  • Rep Puanı: 6
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Ömer Atıf - Son Mektup 2006
« Yanıtla #5 : 02 Kasım 2014, 06:32:57 »
Allah (C.C.) Razı Olsun Kardeşim.
Ellerinize ve emeklerinize sağlık.
 

kardelen01

  • Emektar Üye
  • ********
  • İleti: 9346
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 2300 kez
  • Rep Puanı: 54
Ynt: Ömer Atıf - Son Mektup 2006
« Yanıtla #6 : 09 Kasım 2018, 15:19:50 »
ALLAH (C.C.) Razı Olsun kardeşim.
Paylaşım İçin Teşekkürler.
Ellerinize ve  Emeklerinize Sağlık.
 

erten86

  • Emektar Üye
  • ********
  • İleti: 6995
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 239 kez
  • Rep Puanı: 1
Ynt: Ömer Atıf - Son Mektup 2006
« Yanıtla #7 : 14 Mart 2019, 15:35:34 »
Allah (C.c.) Tüm Müslümanlardan Razı Olsun İnşaallah...
 

enes

  • Kahraman Üye
  • *******
  • İleti: 1710
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 172 kez
  • Rep Puanı: 4
Ynt: Ömer Atıf - Son Mektup 2006
« Yanıtla #8 : 09 Nisan 2019, 13:10:37 »
Allah razı olsun teşekkür ederim
 

Hasan_54

  • Vip Üye
  • *****
  • İleti: 4100
  • Etkinlik:
    5.8%
  • Tesekkur Edildi: 478 kez
  • Rep Puanı: 150
  • Cinsiyet: Bay
  • ☾☆ Mekke'ye Hasret Gönüller İçin, MEKKE FM ☆☽
    • MEKKE FM
Ynt: Ömer Atıf - Son Mektup 2006
« Yanıtla #9 : 24 Eylül 2021, 00:49:54 »
Emeği Geçenlerden ALLAH Razı ve Memnun Olsun...
☾☆ Mekke'ye Hasret Gönüller İçin, MEKKE FM ☆☽

owner  :  Linklerin Gorulmesine Izin Verilmiyor. Kayit ol ya da Giris Yap
owner  :  Linklerin Gorulmesine Izin Verilmiyor. Kayit ol ya da Giris Yap
Merkez :  Sakarya
 

andrewmemut

  • Vip Üye
  • *****
  • İleti: 2614
  • Etkinlik:
    0.4%
  • Tesekkur Edildi: 248 kez
  • Rep Puanı: 6
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Ömer Atıf - Son Mektup 2006
« Yanıtla #10 : 24 Nisan 2023, 12:26:57 »
Allah razı olsun Emeğinize sağlık çok Teşekkür ederim
 

hakansen967

  • Vip Üye
  • *****
  • İleti: 3621
  • Etkinlik:
    4.4%
  • Tesekkur Edildi: 861 kez
  • Rep Puanı: 574
  • Cinsiyet: Bay
    • ilahisözleri.net
Ynt: Ömer Atıf - Son Mektup 2006
« Yanıtla #11 : 16 Mayıs 2023, 11:49:59 »
SON MEKTUP
Benim canım Efendim canım Ahmed'im son duam.Bu gece zaman dürülüverdi sanki,mekan oldu lamekan.Bir yanda Asr-ı saadet bir yanda âhir zaman,göklerde sahabeler yerkürede ihvanlar,sevgi Vedud olandan yaratılana doğru sağanaklar halinde âleme yayılıyor.Kainat saadete zerreler vecde gelmiş.Melekut âleminde sevinç gözyaşı olmuş.Rahmet adı altında gönüller yararlanmış.Dünya kıyametine sevgiyle uyanıyor,her bir damla gözyaşı ahir zaman muştusu yaşanıyor ihvanın ümmet olma coşkusu.Melekler bu gece tebdil-i kıyafetle ak güvercin oldular.Yeryüzüne indiler.Kondular ihvanların gönül penceresine,yüklendiler sevgiyi,salât ve selamları,sevgilinin diyarı Medine'ye uçtular.Medine.Kutlu şehir.Kırk yaşında doğduğun atmosferi büyük şehir.Biz gece misali çağın ahir zaman ümmetiyiz.Sizi göremeyince güllerle avunanlar,gül alıp gül satarlar.Gül fidanları dikip gül bahçesi yapanlar,bizler ihvanlarınız sevgili Efendimiz.Bu gece sevgimizi salavat ve selamları,beyaz güvercinlerin apak kanatlarında size gönderiyoruz sevgi ve heyecanla.
Kur'an yüreğimizde hadisler elimizde sultanım can Ahmed'im mesajın önümüzde sana layık olmaya çalışıyor ümmetin.Ahir zaman ümmetin,ihvanın,kardeşlerin.Hedefler belirledik ötelere uzanan,dünya basamağından ukbayı kucaklayan,buluşma mekanımız havz-ı Kevser olacak,o muhteşem huzurda alnımız ak olacak,sen ey beyaz güvercin,ak kanadını Ravzaya al yüreğimi de götür,bırak yeşil kubbeye,ilet selamlarımı Muhammed Mustafa'ya(sav).Ben hazırım Efendim muhteşem buluşmaya.

CANIM ANAM
Ana kalbidir dayanmaz hürmetinde kusur olunmaz
Dünyada eşi bulunmaz hakkın helal eyle anam
Canım anam güzel anam senin rızan nasıl anam
İste senin kölen olam hakkın helal eyle anam
Bir söz vardır Hak katında Cennet ayağının altında
Girilmez rızan olmayınca hakkın helal eyle anam
Canım anam güzel anam senin rızan nasıl anam
İste senin kölen olam hakkın helal eyle anam
Ana hakkıdır ödenmez değerine kıymet biçilmez
Anaya kötü söz söylenmez hakkın helal eyle anam
Canım anam güzel anam senin rızan nasıl anam
İste senin kölen olam hakkın helal eyle anam

GÜLÜMSEYEN GÜNEŞ
Kaç defa doğdu battı güneş,Kaç defa bulutlar arkasına saklandı bu ay bilmiyorum.Güneşe gülümseyen bir günde ayrıldığım sılamı özlüyorum ve yıllar sonra kavuşunca sılaya hasretten içimi burulmuş buldum.Taşı sıkıp su çıkartan elleri kahve köşelerinde yorulmuş buldum.Komşu komşunun külüne muhtaç derler ama kardeşi kardeşe darılmış gördüm.Sarmaşık bile sarılırken taşlara eti tırnaktan ayrılmış gördüm.Sabahlara gülümseyen selam ile başlanırken ağızlara kilit asılmış gördüm.Berhüdarlık dillerde dua iken sevgiyi nefrete boğulmuş gördüm.Gün atımı ile canlanan caddeleri bir ayak sesine hasret gördüm.Bir küçük rüzgarda aralanan tülleri örümcek ağlarıyla örülmüş gördüm.Çıra devrinde aydınlanan sokağı elektrik devrinde kararmış gördüm.Sonbaharda bile yeşil kalan yaprağı ilkbahar başında sararmış gördüm.Yıllar sonra uğrayınca sılaya her şeyi temelden değişmiş gördüm.Geçip karşısına dikilince aynanın bir kırık resim asılmış gördüm.Aynalar yalan söylemez dedim durdum.Gençlikten bir eser kalmamış gördüm.Elde kırık resim ince ince süzdüğüm kendimi kendimden ayrılmış gördüm.

ANNE
Anne.Dilime çok yakışan kelime bu ve ben ilk önce bu kelimeyi söylemişim sana.Seni ifade eden bu kelimenin sıcağı ne kadar az bir bilsen.Anne derken hiç yorulmaz kalbim ve bu anne sesine sarılıp yatabilirim yıldızların altında.Anne,bana kalbim kadar yakınsın.Ne zaman anne desem duyardın beni.Gece de gündüz de sabah da akşam da uykunun orta yerinde.O zamandan beri sevinince ağlayınca korkunca bu kelime çıkar ağzımdan.Ellerin öyle yumuşak ki anneciğim.Deyince saçlarıma yanaklarıma kalbime de değer.Bana kurduğun saray kalbindedir ve ben saraydaki yerimi almak ve kalbine girmek için sokulurum sana.Anne,şiirlerde türkülerde ne çok sen varsın bir bilsen.Dilime düşen türkü ağza düşen mısra karaladığım üç beş cümlede hemen yerini alıveriyorsun.Ya sen yoksan yanımda zaman süsünü kaybediyor,açıkta kalıyor kalbim ve üşüyorum.Anne,bir kahraman olarak seni görürüm yanımda.Cesaret sende fedakarlık sende sabır sende şefkat sende metanet sende.
Sarıldığım dayandığım güvendiğim bir çınarsın.Bütün bunları toplayan sen kahraman değilsen kim kahraman olabilir ki?Anne,sana anne dedikçe kalbim ısınır.Yanımda veya uzakta fark etmez,varlığın kalbimi ısıtmaya yeter illa.Oturup geçmişi anlatırken bitip tükenmek bilmeyen afacanlıklarımdan bahsederdin.Şimdi gözümün önüne geliyor o afacanlıklarım da,sendeki sabrı daha iyi anlıyorum,iyi ki sabrettin anneciğim.Sabrettin ve sevginden şefkatinden mahrum etmedin beni.İyi ki etmedin anneciğim.Senin hakkını ödemek ne denli zor biliyorum ama sen benden hakkını istemeyecek kadar yüce bir erdem sahibisin.Biliyorum ki her şeyi unuttun.Gözün üstümde.Benden iyi bir evlat olmamı bekliyorsun.Yaptığım her iyilik hakkını ödemeye yardımcı oluyor,gülen bir yüz,parlak bir gelecek ve senin gibi olabilmek.Ülkeme ve insanlığa faydalı bir fert olabilmek.Bunları başardığım zaman yaşadığım bütün acıların saadete dönüşecek bunu iyi biliyorum.Söz veriyorum anneciğim bütün uğraşım seni memnun etmek için olacak.Sen mutlu olunca anneler mutlu olacak,insanlık mutlu olacak,dünya mutlu olacak.Anneciğim kalbimin solmayan gülü.Biz size Rabbimizin bir hediyesiyiz,hep öyle derdin ama Cennetin sizlerin ayağınızın altında olduğunu bildiren Rabbimiz vermedi mi size en güzel hediyeyi.Anneciğim bu mektup sana sunulmuş bir kalptir.Senin şekillendirdiğin ve senle dopdolu bir kalp.Çok klasik olacak ama anne seni çoook seviyorum ama çoook seviyorum anneciğim.

SULAR KİRLENMESİN
Gecenin bir yarısı,göz gözü görmez,ne arıyorum ki ben bu zifiri karanlıkta,kemiriyor beynimi meçhul düşünceler.Sahte sırıtmalar,sırtlanca bakışlar,paranın paraladığı kapılar açık,vicdanlar kapalı haller perişan,evler var gözler kamaştıran ama kulaklar tıkalı,duyulmuyor ahu figan.İyi de ben neyi kaybettim,ne arıyorum bu zifiri karanlıkta.Sanırım çocukluğumun masum yüzlerini arıyorum be arkadaşım,ılık tatlı bakışları,dostça sıcak gülüşleri,nasırlı ellerin dağınık bakımsız saçların okşayışlarını çamurlu yüzleri öpüşlerini sonra da tok bir sesle oğul çamurlar su ile temizlenir yeter ki sular kirlenmesin deyişleri arıyorum be arkadaşım.Kurumuş ekmekleri,yağda kızartıp üstüne bir de yumurta kırıp önüne de on koyun katıp kekik kokan dağlarda olmayı arıyorum be arkadaşım ve kuyulu alan sulu boğaz dağlarında bir gölgelik bulup sürünce sürüyü oraya açıp da ağzını bir çay kenarına,bir de yumruk vurup acı soğana yufka domates yemeyi arıyorum be arkadaşım.Akşamın serinliğinde kaldırıp sürüyü bir olup lazı çerkezi kürdü yörüğü bir de yürek esen kaval düdüğü duymayı arıyorum be arkadaşım.Gül anasına kavuşunca sürü köye dönerken evlekte analar bacılar beklerken ağılda taze kuzular melerken al kınalı ellerin ak süt sağışını arıyorum be arkadaşım.Akşam olup evli evine köylü köyüne dendiğinde ocakta alevler terlediğinde sobada sıcak süt kaynadığında Dudu anamın aç bebek arayışını arıyorum be arkadaşım.Gecenin bir yarısı göz gözü görmez,çıkıp da sokağa muzip bir karanlıkta elimde fener bakıp da semaya sanırım bir çoban gövdesi arıyorum be arkadaşım.

NAAT ÖVGÜ
Seccaden kumlardı.Devirlerden, diyarlardan gelip, göklerde buluşan ezanların vardı.
Mescit mümin, minber mümin.Taşardı kubbelerden tekbir,dolardı kubbelere “amin”..
Ve mübarek geceler dualarımız geri gelmeyen dualardi.
Geceler ki pırıl pırıl kandillerin yanardı..
Kapına gelenler ya Muhammed,– uzaktan, yakından –Mümin döndüler kapından…
Besmele, ekmeğimizin bereketiydi;iki dünyada aziz ümmet,Muhammed ümmetiydi…
Konsun – yine – pervazlara güvercinler,“hu hu” lara karışsın Aminler,
Mübarek akşamdır;Gelin ey Fatihalar, Yasinler…
Şimdi seni ananlar,anıyor ağlar gibi…
Ey yetimler yetimi,ey garipler garibi;
Düşkünlerin kanadıydın yoksulların sahibi..
Nerde kaldın ey nebi,nerde kaldın ey resul! ..
Günler ne günlerdi, ya Muhammed! ..Çağlar ne çağlardı;
Daha dünyaya gelmeden Müminlerin vardı…
Ve bir gün ki gaflet çöller kadardı,
Halime’nin kucağında, Abdullah'ın yetimi,Âmine’nin emaneti ağlardı..
Hatice’nin goncası Aişe’nin gülüydün..
Ümmetin göz bebeği göklerin resulüydün..
Elçi geldin, elçiler gönderdin;
Ruhunu Allah’a; elini ümmetine verdin,
Beşiğin, yurdun, yuvan Mekke’de bunalırsan Medine’ye göçerdin..
Biz bu dünyadan nereye göçelim ya Muhammed!
Yeryüzünde riya, inkar, hıyanet altın devrini yaşıyor…
Diller, sayfalar, satırlar“Ebu Leheb öldü” diyorlar;
Ebu Leheb ölmedi ya Muhammed!Ebu cehil; kıt’alar dolaşıyor…
Neler duydu şu dünyada mevlidine hayran kulaklarımız;
Ne adlar ezberledi ey Nebi adına alışkın dudaklarımız..
Artık yolunu bilmiyor,artık yolunu unuttu ayaklarımız
Kabene siyahlar yakışmamıştır ya Muhammed bugünkü kadar!
Hased gururla savaşta gurur; Kaf dağında derebeyi..
Onu da yaralarlar kanadından.
Gelse bir şefkat meleği..İyiliğin türbesine,türbedar oldu iyi..
Vicdanlar sakat çıkmadan ya Muhammed yarına!
İyilikler getir, güzellikler getir Âdem oğullarına…
Şu gördüğün duvarlar ki kimi Taif'tir, kimi Hayber.
Fethedemedik ya Muhammed
Senelerdir…
Ne doğruluk, ne doğru;Ne iyilik, ne iyi;
Bahçende en güzel dal,unuttu yemiş vermeyi…
Günahın kursağında haramların peteği..
Bayram yaptı yabanlar
Semave’yi boşaltıp;
Save’yi dolduranlar
Atını hendeklerden – bir atlayışta –
Aşırdı aşıranlar..
Ağlasın yesrib!
Ağlasın selmanlar…
Gözleri perdeleyen toprak,
Yüzlere serptiğin topraktı…
Yere dökülmeyecekti ey nebi!
Yabanların gözünde kalacaktı!
Konsun – yine – pervazlara güvercinler,“hu hu” lara karışsın Aminler,…
Mübarek akşamdır;Gelin ey Fatihalar, Yasinler…
Ne oldu ey bulut,
Gölgelediğin başlar?
Hatırında mı ey yol,
Bir aziz yolcuyla
Aşarak dağlar, taşlar
Kafile kafile, kervan kervan
Şimale giden yoldaşlar….
Uçsuz bucaksız çöllerde
Yine izler gelenlerin;
Yollar gideceklerindir….
Şu tekbir getiren mağara,
Örümceklerin değil;
Peygamberlerindir, meleklerindir.
Örümcek ne havada
Ne suda, ne yerdeydi
Hakkı göremeyen
Gözlerdeydi
Şu kuytu cinlerin mi, perilerin yurdu mu,
Şu yuva ki bilinmez;
Kuşları hüdhüd müdür, güvercin mi
Kumru mu..
Kuşlarını bir sabah,
Medine’ye uçurdu mu..
Ey abva’da yatan ölü,
Bahçende açtı dünyanın
En güzel gülü;
Hatıran uyusun çöllerin,
Ilık kumlarıyla örtülü..
Dinleyene hala
Çöller ses verir….
Yaleyl, susar,
Uğultular gelir…
Mersiye okur uhud,
Kaside söyler bedir;
Sen de bir hac günü
Başta muhammed, yanında
Ebu bekir,
Gidenlerin yüz bin olup dönüşünü,
Destan yap ey şehir!
Konsun – yine – pervazlara
Güvercinler,
“hu hu” lara karışsın
Aminler,…
Mübarek akşamdır;
Gelin ey fatihalar, yasinler…
Vicdanlar sakat
Çıkmadan ya Muhammed yarına!
İyiliklerle gel, güzelliklerle gel
Adem oğullarına…
Yüreklerden taşsın
Yine imanlar!
Itri, bestelesin tekbirini;
Evliya okusun kur’anlar..
Ve kur’anı göz nuruyla çoğaltsın
Kayışzade osmanlar…
Na’tını galib yazsın, mevlidini Süleymanlar..
Sütunları, kemerleri, kubbeleriyle
Geri gelsin Sinan'lar..
Çarpılsın, hakikat niyetine
Cenaze namazı kıldıranlar!
Gel ey Muhammed!
Bahardır
Dudaklar ardında saklı
“amin”lerimiz vardır..
Hacdan döner gibi gel……….
Miraçtan iner gibi gel………..
Bekliyoruz yıllardır!
Bulutlar kanat, ruzgar kanat;
Hızır kanat, cibril kanat,
Nisan kanat, bahar kanat;
Ayetlerini ezber bilen,
Yapraklar kanat…
Açılsın göklerin kapıları
Açılsın perdeler, kat kat..
Çöllere dökülsün yıldızlar,
Dizilsin yollarına
Yetimler, günahsızlar..
Çöl gecelerinden yanık
Türküler yapan kızlar
Sancağını saçlarıyla dokusun;
Bilal-i Habeşi sustuysa;
Ezanlarını Davud'lar okusunlar.

KAVUŞMAK İÇİN
Yaralı yüreğim derman istiyor bu bitmez acılar bana yetiyor
Gönüller Resule doğru gidiyor yolunu gözledim kavuşmak için
Sevginin dostluğun deryasıdır o mü’minin cenneti dünyası o
Ol Fahr-i Âlemdir Nebidir o uykusuz gözlerin rüyası o
Medine aklıma gelince durdum onun hasretiyle perişan oldum
Vuslatı hayatı ben onda buldum yolunu gözledim kavuşmak için
Gittiler Resule yetişemedim o yüce Nebiye erişemedim
Bütün âlem gitti ben gidemedim yolunu gözledim kavuşmak için
Ömrümün vadesi bir gün dolacak benim de mekânım toprak olacak
Bu gönül Resulü bir gün bulacak yolunu gözledim kavuşmak için

OCAKÇI
Ocakçı,kaynat bir ağaç çayı yanına bir dilim de limon koy sahi.Ama yeni kesilmiş olsun.Bakıyorum bugün pek de keyiflisin.Üç sandalyeye birden oturuyorsun.Aynalı gümüş tabaktan muhtar çakmağın muhkem pek de güzelmiş koka tesbihin.Ver biraz da ben çekem.Dokunma keyfime be ocakçı.Bal köpüğü akan ırmaklarım mı var sanki,anber çiçeği mi koklayabiliyorum anlı şanlı,boynu kınalı kekliklerim mi ötüşüyor dağlarda,bak işte tepe bayır kaldık kupkuru cascavlak.Beton yığınlarının altında mı kaldı burdaki ulu kavak,ocakçı,yoksa oturduğun sandalyenin hammaddesi mi oldu,bak yine gözlerim doldu.Ocakçı,kaynat bir ağaç çayı yanına bir dilim de limon,bir paket mendil,biraz da sabır koy.Amma çekilmemiş olsun be ocakçı.

GURBET İÇİMDE BİR DÜŞTÜR
Gurbet içimde bir düştür ateş su duman izler birbirini durmadan.Nevzuhur baharlar ayrılığın tuzu biberi.Hanımeli kokuları taşıdı bana bu adaleti.Adalete tabi olmaktan da başka bir işe yaramadı ama köşeyi döner kıştan bahara koşar gibi taşınıverdi bu diyarlara.Ayrı davetle davetler dilimi dile dolandıran,o bir daha hiç bir zaman bulamayacağımı bildiğim ama yine de aradığım zerrecikler.Bir parkta unutulmuş umutlarımla birlikte bitti gitti.Geriye bir avcının bakışları kaldı bende yadigar.Güneşin selamı olmazsa olmazı kirpiklerim şimdi sarıp sarmalar beni bir tuzlu rüzgar.Zalimler de zulmü aramakta en diyarlarında.Benim gurbetim ise bana çok yakınlarda.Ufuk çizgisinde kan tere batmış uzaklar.Kurulsa da bunca pusular tuzaklar pusup kalmam ben yine de bir kundakta.Yoksa kahır yoksa sabır varsa şükür yeter.

VASİYET
Sana vasiyetim dikkatli dinle Allah’ın ipine sarıl be oğlum
Her ne olur ise doğruyu söyle Hakkın verdiğiyle yetin be oğlum
****
Yoldaşım Kur’an’dan ayrılma bir an duracaktır bir gün bu fani devran
Güzel amelleri götürür insan mazlumun ahından sakın be oğlum
****
Geldim gidiyorum ben de buradan hayır hasenatlar yolla arkamdan
Elden ne gelir ki aciz doğandan Rabbinden başkasına sığınma be oğlum
****
Sakın zerre kadar hileye gitme zalimin önünde boynunu bükme
İnkâr edenlerin aşından yeme farz ile sünnete tutun be oğlum
****
Ayrılmak vaktidir sana son vedam Azrail'den geldi şimdi bir selam
Elveda dostlarım size elveda benden sana miras budur be oğlum.
Linklerin Gorulmesine Izin Verilmiyor. Kayit ol ya da Giris Yap