FARZET Kİ ÖLDÜN

Gönderen Konu: FARZET Kİ ÖLDÜN  (Okunma sayısı 715 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

mehmet ali

  • Kıdemli Üye
  • ******
  • İleti: 1344
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 607 kez
  • Rep Puanı: 5
  • Cinsiyet: Bay
FARZET Kİ ÖLDÜN
« : 31 Mart 2017, 22:00:13 »
İstersen gel bir beş dakika ölümü düşünelim…
AZRAİL hiç hazırlıksız geldi dikildi başına.
Ama senin ölümünü nasıl mı? Şöyle:
Düşün ki hiç hesapta olmayan, hep ertelediğin, ölüm; sana genç yaşta geldi…
Kılmadığın namazlar, her şey bir anda gözlerinin önünden geçti.

Dünyada AKLINDAN GEÇİRDİĞİN HAYALLER BİR ANDA SİLİNDİ BEYNİNDEN SADECE aklına İslam için yapmadığın es geçtiğin şeyler geldi sorgu sual esnasında ki durumun geçti gözlerinin önünden…

VE Azrail Çırpınışına bakmadan Ruhunu çekmeye başladı parmaklarının Ucundan…
Acıta acıta dikene takılmış keşe gibi çekmeye başladı ruhunu..

Nefes hırıltılarının sesi korkutucu.. Tıkanmış lavabo gibi sanki.
Vücudun fazla dayanamadı bu duruma

VE artık Ruhun bedenden ayrıldı… Bedenin de HAREKET KALMADI..
Bir et yığınından başka bir şey değilsin artık, çalışma yok eğlence yok sessiz sedasız bir taş gibi korunmaktan acizsin artık, iğne batırsalar duymaz suya atsalar niye atıyorsunuz diyemezsin artık.
Çünkü sen ölüsün…

Eve haber saldılar; çocuğunuz hakkın rahmetine kavuştu…

Aldılar seni sana özel tek kişilik odaya ağırladılar…

Morgdasın…

Buz gibi bir mekân…

Birazdan sevdiklerin başına üşüşüp ağlayacaklar…
Eğlenirken pavyonda diskoda gece aleminde yapma etme diye ağlamayanlar sen ölünce ağlayacaklar iş işten geçince yani.. Her neyse işte sen artık ölüsün..

Beyaz kefenin başucu en yakının tarafından açılıyor…

Seni gören fenalık geçiriyor…

Sana can veremiyorlar…

Sen morgda bir kişilik yeri işgal ederken boyuna göre küçük yatağın (kabrin) çoktan hazırlanmış…

Ölümü düşünmemişken işte ölüme adım attın hiç ummadığın bir zamanda…

 O geceyi tüyleri diken diken eden yerde geçirirken sıcacık yatağın korku salacak evdekilere…

Rahmetlinin yatağıydı diyecekler…

O odan korku salacak…

En sevdiklerin bile korkacak senden, Hareket etmeyen bedenin onlara korku filmi gibi gelecek Hâlbuki müdafaasız kendini savunamayan bir et yığını olduğunu unutacaklar… En sevdiğin kucağına aldığın çocukların yanaşamayacak yanına sokulamayacak bedenine korkacak senden… Biran önce gömmek isteyecekler başlarından atmak istercesine.

Ölümün birçok kişiye kısa zamanda unutacakları önemli dersler verir…

Ölümünle kimi dul kalacak, kimi yetim…

Kimine evlat acısı tattıracaksın, kimine adını koyamadığımız acılar…

ALLAH RAHMET EYLESİN DİYECEKLER ARDINDAN.

Sen hala o soğuk yerdeyken cenazenin kılınacağı camii ve kılınacak namaz vakti belirlenmiş ve kısa bir zaman diliminde yakın çevrene bildirilmiştir…

Cepten arayanlara şu ses ne güzel mesaj verirdi:

“Aradığınız kişiye ulaşılamıyor…

Lütfen tekrar denemeyiniz. Ona artık ulaşamazsınız…

O artık dünyalı değil…

Lütfen numarasını silin…”

Numaran anında silinir…

Telefonlardaki numaran ölüm kokar…

Sen morgdayken ölüm ve ölümün konuşulacak evlerde…

Ne kabare programları güldürür ne de savaş görüntüleri üzer…

Gündemde sen varsın… Ölümün var…

Şu konuşmalar çok işitildi:

_ Acaba sıra kimde?

_ Senden sonra acaba kimin adı okunacak?

_ Daha dün görüşmüştüm!

_ Hala inanamıyorum!

_ Demek ki ölümün yaşı yok!

_ Bir gün biz de öleceğiz…

Ve sabah olur…

Dünyada bir gün bile kalmana razı olmazlar…

En sevdiğin kişiler seninle gelmez kabire mesala,

AMELLERİNLE BAŞ BAŞA KALIRSIN..

NE BİR YARDIMCIN OLUR BENİ KURTARIN DİYECEĞİN NE BİR AİLEN,

ALLAH’IM deyip inlesen de kimseden zerre fayda olmaz sana…

İlk kez varlığın sıkıntı verir…

Sen hala oracıktayken ğasilhane kapısına adın yazılır…

Orası ne hamamdır ne de evindeki banyo…

Ömürde bir defa yıkanılan bir yerdir orası…

Buz tutmuş bedenin sıcak sular altında çözülürken tenine dokunanlara unutamayacakları bir ürperti verirsin…

Ve ölümünden sonra ikinci durağın olan tahtadan yapılmış bir binek kapı önünde seni bekliyor…

Ömürde bir defa binilen tek binektir o…

Ve iki üç kişinin yardımıyla cansız bedenin tabuta koyulurken kılını dahi kıpırdatamayacaksın…

Yine ömründe ilk ve son kez bineceğin bir araba sana özel kiralanmış…

Ve yola koyuluyorsun…

Canlılar arasında kıvrıla kıvrıla ölüm dansı yaparak en azından Cuma kıldığın camiye geliyorsun…

Daha doğusu getiriyorlar…

O kalabalıkta tek ölü sensin…

Ve sana ölü muamelesi yapacaklar…

Çünkü sen ölmüşsün…

Musalla taşı…

Taşların en ürperteni! Taşların en acımasızı! Taşların en soğuğu!

Senin için toplanan kalabalık, öne geçmen için yol açıyor…

Ve o taş kim bilir kaçıncı konuğunu ağırlıyor! Ne ölüler geçti o tezgâhtan!

Senin oradaki varlığın bir sünnet namazına vesile… Kılınan namazdan sonra; Rahmetliyi nasıl bilirdiniz? Sorusuna seni tanıyan da tanımayanda iyi bilirdik derler. İşlediğin günahları gözlerinin önüne getirdiğinde iyi ki bilmiyorlar dersin…

Ürperttiysem bana kızma! Bu, senin, dünya hayatına yeni bir bakış açısı yakalaman içindi…

Çünkü ölümü düşünmek az hata yapmanı sağlar…

ÖLÜMÜ UNUTMA EY KARDEŞİM ÇÜNKÜ O ANİ GELİR…

HAZIRLIKLI OL… ÖLÜM ÇOK YAKIN…
 
Bu mesaj icin tesekkur eden uyeler: kervan, hak aşığı

hak aşığı

  • Vip Üye
  • *****
  • İleti: 6039
  • Etkinlik:
    2.8%
  • Tesekkur Edildi: 3664 kez
  • Rep Puanı: 85
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: FARZET Kİ ÖLDÜN
« Yanıtla #1 : 01 Nisan 2017, 03:07:03 »
Teşekkür ederim ALLAH razı olsun
 
Bu mesaj icin tesekkur eden uyeler: mehmet ali

kervan

  • Çalışkan Üye
  • ****
  • İleti: 324
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 17 kez
  • Rep Puanı: 0
Ynt: FARZET Kİ ÖLDÜN
« Yanıtla #2 : 30 Nisan 2020, 08:59:20 »
emeginize  saglık  rabbim  razı  olsun  güzel  paylasımınız  icin