Yasin Hatipoğlu - Savunan Adam (Ses Ve Füsun) 2000

[Mehmedim]

Yasin Hatipoğlu - Savunan Adam (Ses Ve Füsun) 2000 320 Kbps
22 / 00:01:12:26 / 165,78 MB





Yasin Hatipoğlu - Savunan Adam (Ses Ve Füsun) 2000 320 Kbps (22 / 1:12:26)
---------------------------------------------------------------------------
Yasin Hatipoğlu - 01 Hiç Umar Mıydın  *3:04*
Yasin Hatipoğlu - 02 Söğüt'ten Ankara'ya  *2:38*
Yasin Hatipoğlu - 03 İmam Hatiplim  *4:33*
Yasin Hatipoğlu - 04 Sultanahmet Meydanı  *3:07*
Yasin Hatipoğlu - 05 Aradığım Yol  *3:36*
Yasin Hatipoğlu - 06 Muhasebe  *2:32*
Yasin Hatipoğlu - 07 Ağlar Anam  *2:22*
Yasin Hatipoğlu - 08 Savunan Adam  *1:33*
Yasin Hatipoğlu - 09 Zülfün Perişan (Rubailer)  *4:43*
Yasin Hatipoğlu - 10 Nardüban Oldum Bugün  *3:34*
Yasin Hatipoğlu - 11 Zindanlara Sığmaz  *7:28*
Yasin Hatipoğlu - 12 Na'tı Şerif  *2:56*
Yasin Hatipoğlu - 13 Merhamet Ya Resulallah  *2:42*
Yasin Hatipoğlu - 14 Hac Yolunda  *2:25*
Yasin Hatipoğlu - 15 Ravzaı Mutahhara'da  *1:55*
Yasin Hatipoğlu - 16 Saraybosna  *3:25*
Yasin Hatipoğlu - 17 Bir Daha Ölmem İmkansız  *2:42*
Yasin Hatipoğlu - 18 Ay Parçalandı  *3:34*
Yasin Hatipoğlu - 19 Mihnethane  *2:21*
Yasin Hatipoğlu - 20 Tak-ı Zaferden Geçeriz  *4:40*
Yasin Hatipoğlu - 21 Hoş Sadamız Kalsa Bari  *0:30*
Yasin Hatipoğlu - 22 O Bir Ve Tektir  *6:09*

Bu icerigi gorebilmeniz icin yapmaniz gerekenler:

• içeriği görmek için tesekkur butonuna tiklamaniz gerekir (Mesajin sag kosesinde)

[xxxextra]

teşekkürler

[diamon63]

ALLAH (C.C) Razı Olsun kardeşim.
Paylaşım İçin Teşekkürler
Ellerinize ve  Emeklerinize Sağlık

[gelgit]

CD Arşivimden İyi Dinlemeler

[marslan0102]

cok güzel bir eser allah razi olsun

[okt_337]

Emeklerinize saglik

[hak aşığı]

Teşekkür ederim Allah razı olsun

[kardelen01]

ALLAH (C.C) Razı Olsun kardeşim.
Paylaşım İçin Teşekkürler
Ellerinize ve  Emeklerinize Sağlık

[zesapa]

Pcloud linkinde 34 eser görünüyor, kontrol eder misiniz

[Mehmedim]

Pcloud linkinde 34 eser görünüyor, kontrol eder misiniz

bilgilendirme için teşekkürler megadan transfer ederken sonradan bazan böyle yapıyor düzenlenmiştir

[kardelen01]

Pcloud linkinde 34 eser görünüyor, kontrol eder misiniz

bilgilendirme için teşekkürler megadan transfer ederken sonradan bazan böyle yapıyor düzenlenmiştir

ALLAH (C.C) Razı Olsun kardeşim.
Paylaşım İçin Teşekkürler
Ellerinize ve  Emeklerinize Sağlık

[erten86]

Allah (C.c.) Tüm Müslümanlardan Razı Olsun İnşaallah...

[43Kütahya]

Allah razı olsun teşekkür ederim

[Hasan_54]

Emeği Geçenlerden ALLAH Razı ve Memnun Olsun...

[hakansen967]

HİÇ UMAR MIYDIN
Şehid ceddim, yıkılsın hânümânım, hiç umar mıydın?
Yarılsın yer ve çöksün âsümânım, hiç umar mıydın?
Umar mıydın, cesetler dik ve lâkin boş kovan olsun:
Kararsın günlerim, donsun da kanım, hiç umar mıydın?
Umar mıydın gülistânımda baykuşlar ötüp dursun,
Tutulsun hem de lâl olsun zebânım, hiç umar mıydın?
Umar mıydın, dilim sussun esâret bâğ-ı bend olsun,
Asırlardan uzun olsun her ânım, hiç umar mıydın?
Umar mıydın, elimden gasbedilsin ceddimin yurdu,
Kafeste çırpınıp dursun bu cânım, hiç umar mıydın?
Umar mıydın, şımarsın, nâra atsın kaltaban; lakin,
Minarem ağlasın, sussun ezânım, hiç umar mıydın?
Umar mıydın, gözümden yaş revân olsun, dilim sussun;
O sûret derbeder bir müslümanım, hiç umar mıydın?

SÖĞÜT’TEN ANKARA’YA
İnsanda bir damla, ağaçta tohum
“Ana rahmi zahir” toprağa düşer.
Kızıl bir aydınlık ufku öperken,
Umutla rçiseyle yaprağa düşer…
Bir gece yarısı gökler açılır,
Yolcusuna hizmet Burak’a düşer.
Nübüvvet mührüyle nurlanır alem,
Siler karanlığı şafağa düşer…
İnsan bu, yazık ki gaflet yumağı,
Yolunu şaşırır, sokağa düşer;
Tarihin sesine kulak vermeyen,
Tepe taklak gider, batağa düşer…
Fatih’in kıratı ana rahminde,
Doğurup, doyurmak kısrağa düşer.
Şeyh Edebâli’nin hikmetli sözü,
Çağlanır yüklenir otağa düşer…
Topalın zulmedip düştüğü yerde,
Meyiller ahmakça aksağa düşer.
Şeyh Edebâli’si, Osman’ı yoksa
O toplumda işler ayağa düşer…
Devlet olma aşkı yakar obayı
Cezbeyle bir sola, bir sağa düşer.
Emret diyen nice obalı beyler
Pervaneler gibi çerağa düşer…
Geçmişi “yok” sayıp, “bir ben” diyenler
Varını yitirir yokluğa düşer.
Tarihî vebale alkış tutarken
Bastığı yer kayar, boşluğa düşer…
Söğüt’ten Ankara, soylu yürüyüş,
Yolumuz hem düze, hem dağa düşer.
Osman’ın, Fatih’in, Mehmet’in kanı,
Öper ay yıldızı, bayrağa düşer..

İMAM HATİPLİM
İmam Hatiplim ufukta simsiyah karabasan var.
Simaları müphem sözleri müphem öyle bir çığlık ki sura benziyor
Başıma yıkıldı Fildişi kulem.
Yer yarıldı sanki zeminim kaydı felaket fışkıran girdabı gördüm.
Bütün gezegenler hortumlanıyor, felaketlere ben mi götürdüm?
Faili meçhulün faili gibi ayağım boynuma zincirle bağlı.
Anasını kesen sırçalı köşkte.
Benim ayaklarım neden bukağılı?
Ruhum kanatlanır lakin bağlıyım.
Çelikten kelepçe dikenli zencir.
Her hareketimde azgın bir vurgun
Kudurmuş köpekler gibi kemirir
Beynim ifritlerin savaş alanı.
Çarmıha gerilmiş çivilenmişim.
Çağdaşlık denilen muamma ile işgal ettikleri meğer benmişim.
Çığlıklar geliyor Dabbetül Arzdan.
Harsın haykırışı doğum sancısı
Öttür düdüğünü öttür bakalım.
Gelmiş geçmişler en yalancısı.
Sorular delik deşik her yer harabe.
Sarayda hınç oldu kristal vazo.
Cinsiyet belirsiz, karmakarışık.
Yıkılsın Gomore yıkılsın Sodom
Yarının alnında kader çizgisi
Evladımın boynundaki pırlanta
Kır atın yanında binek taşıyım
Ellerim üzengi atla kırata.
Mahmuzla kıratı Haliç’e doğru.
Savrulsun yelesi göğe şahlansın.
Ümidimiz sende kükre yiğidim.
Millet Fatih Sultan Mehmet sansın.

SAVUNAN ADAM
Tarihin eline verdiği mührü
Davası uğruna kullanan adam
Kim ne derse desin fütûr etmeyiz
Seni seviyoruz, Savunan Adam
Mühürlü gözleri görmediğinden
Sandıkları gibi sanılan adam
Yarınlar farkında, tarih farkında
Seni seviyoruz, Savunan Adam
Mağdurun, mazlumun gözünde ışık
Sebepsiz dertlere sanılan adam
Zulme uğratılmış şühedâ ile
Seni seviyoruz, Savunan Adam
Öksüzün yanında, çaresize dost
Her yerde hayır ile anılan adam
Yalnız değilsin, işte milyonlar
Seni seviyoruz, Savunan Adam
Gergef, gergef çile; çile yumağı…
Yalnız Allah’a sığınan adam
Çileyle beslenen…Bizler, hepimiz
Seni seviyoruz, Savunan Adam

AĞLAR ANAM
Ben doluksam, gözlerinden kan – revân ağlar anam
Az üzülsem, sîne çâk eyler, siyah bağlar anam…
El güler, âlem güler neylesin derdim nedir?
Hıçkırıp figân ederken, sinesin dağlar anam…
El açıp yıldız tutarken yalvarır;
“Ya Rabbenâ İhdinâ evlâdenâ…” der, mağfiret sağlar anam…
şefkatinden hisse aldım, öğretir şefkat nedir?
Her geçen gün şefkatinden desteler bağlar anam…
Düşmüyor gölgen, güneş beynimde katran kaynatır
Sen gidince, gölge vermez yemyeşil bağlar anam…
Kimsesiz kaldım, elimden tutmuyor “dost” bildiğim,
Şimdi artık “yol kesen”dir, yol veren dağlar anam!..

SULTANAHMET MEYDANI
Şu sese kulak verin ötelerden gelen ses. Biri Tevfik İleri biri Adnan Menderes.
Sığındım ruhunuza kusuruma kalmayın. Alın beni götürün. Rozetimi almayın.
Yalınız size değil millete vaadimiz var. Bu mübarek meydanda çaresiz çare arar.
Ne olur himmet edin bizden uzak kalmayın. Alın beni götürün. Rozetimi almayın.
Sizi çok özlüyoruz unutanlara nisbet ne olur siz söyleyin.
Kim menfidir kim müsbet. Bu eserler sizindir bizi derde salmayın.
Alın beni götürün. Rozetimi almayın.
Şu coşan halka bakın millet sevgisi budur. Milyonları aştık kim demiş kervan durur
Bu Asım'ın neslidir başka kapıyı çalmayın. Alın beni götürün. Rozetimi almayın.

ARADIĞIM YOL
Bir yol ararım Hazreti İsa'ya götürsün. Deryayı yaran mucize asaya götürsün.
İsrail'e mesken denilen arzı dolaşsın dağlardan aşıp Tur ile Sina’ya götürsün.
Bitmez bilirim ümmeti sarsan kötülükler. Şekva edeyim Hazreti Musa'ya götürsün.
Tarih beni bend eyledi yerlerde süründüm. Zincirimi kırsın Yedi Beyza'ya götürsün
Harun ile Musa’yı alıp çöllere düşsün. Kurtarmak için milleti deryaya götürsün
Ruhumdaki masiyeti silsin de arıtsın. Dört bir yanı nurlarla mücellaya götürsün.
Bilmem ki ölüm nerde gelir hangi zamandır.
İmam dileyip evde musallaya götürsün.
Müminlerin en son durağından yücelen ses imdat diye hılkatte musaffaya götürsün
Peygamber-i Zişan’a gidip gözyaşı döküp yardım dilesin.
Cennet-i Me’va’ya götürsün

MUHASEBE
Tersi dönmüş dünya beynimden kurşun dengesiz avare gezer dururum.
Aklımı başıma devşirdiğimde başımı en büyük taşa vururum.
Beynimde panayır atlar kişniyor mehteran heybetin üstünde heybet.
Murat'ı bekleyen küheylan atı panayırda değil Mohaç’ta seyredersin.
Tarihler mi yalan ben mi yanıldım sahte kahramanlar olmasın sakın.
Okuyun yoldaki sihirli izi.
Çıplak hakikate bir daha bakın.
Çıplak hakikatı bulu getirin tılsımlı sırrına ermek isterim.
Sırlar yumağın yatan sırları. Sırların sırrıyla çözmek isterim.
Kalp gözü kapalı bir tek ben miyim?
Ayağımın ucu boşluk uçurum.
Kafdağı sırrını keşfedenlere burnumun ucundan söz açıyor gerçeği arıyor yalnız gerçeği.
Herkesin elinde demir asası hükümet komiseri müflis borçlular. Yeniden açılsın yaz masası.
Beynimi kemiren ölümcül sızı rahat bırak beni murakabem var.
Günümü dünümü çalıp çırpanlar
Sizinle yeniden muhasebem var.

ZÜLFÜN PERİŞAN
Zülfün perişan olmasın.
Gözlerin gülsün dilara zaru giryan olmasın
Gönlümün sultanı sen ol. Başka sultan olmasın.
Bir ömür feryada düştüm talihim kendir benim.
İsterim bahtım gibi zülfün perişan olmasın.
Her anımı yaktın oklar atarak sineyi üryanımı yaktın
Ateşlere saldın. DIl-i büryanımı yaktın.
Zannetme ki yalnız dil-i büryanımı yaktın.
Leyla gibi ömrümdeki her anımı yaktın
Canan ele geçmez. Bir lahzada bin can bulunur.
Dildeki canan ele geçmez.
Dünyada güzeller yarışır. Yusuf'u Ken’an ele geçmez.
Vuslat denilen derde giriftar gezerim. Ahımı duymaz.
Hicranına yanmak dilerim.
Yanmaya hicran ele geçmez.
Çile taksimatı bütün şarkılar sustu
Nefesten bir ney düştü. Yüreğim parçalandı
Muamma bir şey düştü.
Kadere imanım var takdirin tecellisi.
Çile taksimatında bize de epey düştü.
Saki saki bize bir kâsesi yetmez hele üç beş getirin.
Ruş eylediğim şerbeti nuş etmeye Mehveş getirin.
Deryaları verme bana söndürmeye yetmez yanarım
Göğsümdeki ateşleri söndürmeye ateş getirin.
Sesin efsunu bir ses beni efsunladı ömrüm boyu coştum.
Yıllar yılı sandım ki bu ses âlemi tutmuş.
Şuradan geliyordur diye dağdan dağa koştum
Buldum sesi canan onu ruhunda unutmuş.
Nerdüban oldum bugün.
Boynum eğdim bastı canan nerdüban oldum bugün.
Mehlika yüz verdi girdim dilde can oldum bugün
Neyledim nettim bilinmez attı kalbinden beni
Sormayın hiçbir yerim yok la mekân oldum bugün.

NARDÜBAN OLDUM BUGÜN
Boynum eğdim bastı canan nerdüban oldum bugün
Mehlika yüz verdi girdim dilde can oldum bugün
Neyledim nettim bilinmez attı kalbinden beni
Sormayın hiçbir yerim yok la mekân oldum bugün.

ZİNDANLARA SIĞMAZ
Hapsettiğini insanlara bir bak hele meydanlara sığmaz
Zulmetmeyi düstur edişin öylesi iz’anlara sığmaz
İz’ansıza hürriyeti tarif edemem ülfeti yoktur
Beynimdeki efkârımı hapset hadi zindanlara sığmaz
Kur'an Okunur
Bir ev ki melekler uçuşur her gece Kur'an okur
Seccadenin alnındaki her tül ile Sübhan okunur
Nur huzmesi panjur denilen engeli her lahza aşar
Kur’an’ıma meydan okuyan dillere meydan okunur.
Yirminci Asrın Gidişi
Tarih dolu haşmetli saraylar yıkarak kasrı tükettik
Girdik güne lakin daha kuşluk demeden asrı tükettik
Ah vah ile feryat ederek fırsatımız kaçtı diyenler
Söylen bana geçmişteki ihmal ile kaç asrı tükettik.
Nefsaneyi Sevdim
Gerçekleri reddetse de dillerdeki efsaneyi sevdim
Her kâseyi çaldım yere Kevser dolu peymaneyi sevdim
Efsaneyi peymaneyi sevdim ama tüm bunlara rağmen
Yandıkça yanan ben gibi ateşteki pervaneyi sevdim.
Helvadan Putlar Yaparlar
Kâinatı halk eden bir tek ebed var
Bir Ezel halk eden Rab öyle Rab ki
Lem yeliddir lemyezel
Şirk koşar ahmak olanlar helvadan putlar yapar
Sonra yerler böyle mantık müptezelden müptezel.
Delalet Ne Dalalet Ne Demektir
İdrak edemez ruhta İnayet ne feragat ne demektir
Farkında değil dilde fesahat ne belagat ne demektir
Bilgin geçinir âlime düşmanlığı bir türlü barışmaz
Bilmez bilemez dinde delalet ne dalalet ne demektir.
Bir Ben mi?
Çalmak gereken kaç kapı var çalmalıyım
İsraf ile eş sesle mi haykırmalıyım
Ağzım kurusun ölçüsü yok sözlerimin
Bir ben mi ilahi bu yükün hammalıyım
Şehit
Uhud Harbi'nde müşrikler ok atmışlar
Enes bin Nadr’ı vurmuşlar şehit olmuş
Meleklerle yücelmiş ta muallaya
Çekilmiş yeryüzünden ebedi doğmuş.
Efendim
Mim harfine Ha harfine kurban olurum
Dal harfine canım veririm can olurum
Bilsem ki Efendim beni ümmet sayıyor
Dünyayı aşan nail-i ihsan olurum

NATI ŞERİF
Bize meçhul kâinat bize karanlık dünya her zerrenin her sırrın bir gizi var
Sırların çözümünde tek rehber Peygamberim
Öpün şu kutsal yeri Efendimin izi var.
Bütün gün tesbih eder ve küllün fi felekin
Kainatın içinde gülü var nergizi var
Şakkul Kamerdeki ay ve yürüyen ağaçlar
Öpün şu kutsal yeri Efendimin izi var.
Ne imamı Malik’im ne Nabi olabildim
Korkum terk-i edepten içimde bir sızı var
Yetişin imdadıma edep ya hu diyenler
Öpün şu kutsal yeri Efendimin izi var.
Subhanellezi esra buyurulan yürüyüşte
Saygı ile selamlayan ayı var yıldızı var
Siz ey denizler dağlar ve aklı kusursuzlar
Öpün şu kutsal yeri Efendimin izi var.
Allah'a kulluk ile doldurun ömrünüzü
Zira tükenişinde yıldırımın hızı var
Bu hızlı tükenişin sonu şefaat olsun
Öpün şu kutsal yeri Efendimin izi var.
Dönen Ay ve güneş mi var olan her şey döner
Bütün gezegenlerin yalnız bir merkezi var
Toplanın seyyareler işte merkez burada
Öpün şu kutsal yeri Efendimin izi var.
Evi ile minberinin arasındayım Rabbim
Kırılan gönüllerin yeniden sentezi var
Bu cennet bahçesinden gül dermek isteyenler
Öpün şu kutsal yeri Efendimin izi var.

MERHAMET YA RESULALLAH
Gücüm yetmez elim ermez uzansam
Elimden kimse tutmaz ne ara yansam
Terahham ya Resulallah terahham
Şefaat kıl ki naçarım gücüm yok
Bu yolla tüm günahlardan arınsam
Terahham ya Resulallah terahham
Güneş beynimde taht kurmak dilerken
Livaül hamde gelsem duldalansam
Terahham ya Resulallah terahham
Ümidim Sendedir Peygamberimsin
Civarın payesinden pay kazansam
Terahham ya Resulallah terahham
Rasul-i Kibriya’sın Sen inandım
Diğer bir iddiaya hiç inanmam
Terahham ya Resulallah terahham
Bütün peygamberan yardım ararken
Senin kadrin muazzamdır muazzam
Terahham ya Resulallah terahham
Beyin kaynar yürek naçar yanarken
Ulaşsam havz-ı Kevser'den sulansam
Terahham ya Resulallah terahham
Amel kâfi hesap ehven olaydı
Gidip Firdevsi Alaya dayansam
Terahham ya Resulallah terahham
Hatibiyim günahkârım işim zor
Muhakkak yanmalıysam lahza yazsam
Terahham ya Resulallah terahham

HAC YOLUNDA
Yeditepe’nin nergizi dost daveti pizitesi
Gel demeyin gelemem ki Efendime gidiyorum
Mevki makam ikbalisi itma eden mal denizi
Gel demeyin gelemem ki Efendime gidiyorum
Cennetteki Huri kızı gökyüzünde tan yıldızı
Gel deme gelemem ki Efendime gidiyorum
Günahlarım aştı dizi arz etmeye halimizi
Gel demeyin gelemem ki Efendime gidiyorum
Şimdi buldum gerçek izi çevirmeyin çaresizi
Gel demeyin gelemem ki Efendime gidiyorum
Torun tosun oğul kızı terk ettim fani yaldızı
Gel demeyin gelemem ki Efendime gidiyorum
Taşmakta rahmet denizi lütfen kesin sesinizi
Gel demeyin gelemem ki Efendime gidiyorum

RAVZAYI MUTAHHARA’DA
Bülbül çilesin güllere; ben, bir seni sevdim
Varsın düşeyim dillere; ben, bir seni sevdim.
Aksın gözümün yaşları; aksın, coşuversin,
Dönsün dilerim sellere; ben, bir seni sevdim.
Pervaneleşip aşkına yansam; korum olmaz,
Uçsam karışıp küllere; ben, bir seni sevdim.
Korkmam, beni hasmın duyacak tâ’nedecekmiş
İ’lan ederim ellere; ben, bir seni sevdim.
Tayyetmeyi lutfetse de Rabbim, aşıversem
Meydan okurum yellere; ben, bir seni sevdim.
Sensiz yaşamak, boş yaşamak; gönlüme şahsın
Nakşın vururum dillere; ben, bir seni sevdim.
Bir hücremi, bin kerre bölüp “dur!” deseler de
Her gün düşerim yollara; ben, bir seni sevdim.
Peygamberimin bindiği Kusva; yolu göster
Rahmet yağıyor ellere; ben, bir seni sevdim.
Yolluk diye bassaydın eğer, nûr inecekti
Alnımdaki kâküllere; ben bir seni sevdim

SARAYBOSNA
Bosna Hersek
Bahtı kara ülke
Bahtını kimler kararttı
Kimler kırdı kanatlarını
Hani nerede göremiyorum
Zaferde şahlanır atlar kırılmış elleri leventlerin
Yorgun ve Yılgın mekkâreler
Gayet bekliyor namusumuz arımız
Artık çal şu kalp borusunu
Hasret kaldı kulaklarımız
Ruhsuzların ördüğü karabulutlar
Demokles’in kılıncı sanki
Kılınca kalkan olmalı emellerimiz
Kavrayıp tutmalıyız tam ortasından doğransa da ellerimiz
Utanmalıyız çocuklarımızdan
Yakmalı bacılarımızın bakışı.
İffet uğruna ölürken kızlarımız bizler ey milyarlık İslam âlemi
Sönmekte yıldızlarımız
Miloş’un Hançeri parladı o gün Kosova meydanında
Haince saplandı kalbi Nigâr’a
Vaadimiz bu muydu şehide bu muydu Hüdavendigar’a
Ah ölmüş ruh cansız ceset yeter sırtıma yük olduğun
Seninle battıkça batacağım
Yeni bir ümit ufukta yeni bir kurtuluş
Sırtımdan seni mutlaka atacağım
Kosova sanki bir kanlı ova Saraybosna kan taşıyor Dirina
Ezanlar hissiz camilerde inkisar
Bağışla bizi Murad Han bağışla bizi Hüdavendigar

BİR DAHA ÖLMEM İMKANSIZ
Bir ömrü tükettim hala gelmedin
Seni aramam zor bulmam imkânsız
Takatim kalmadı sabrım tükendi
Beklemem imkânsız gelmem imkânsız
Mum oldum eridim başımda alev
Direnip ayakta kalmam imkânsız
Süzülen her damla yanıp yakarken
Bir selam gönder sen olman imkânsız
Gördüm gerçekleri kendime geldim
Bir kuru hayale dalmam imkânsız
Bekleme güzel boşa bekleme
Bir daha kapını çalmam imkânsız
Sinem paramparça oklar senindir
Bu yaraya şifa bulmam imkânsız
Nisbet et diyorsun cebri güzelim
Sen gibi oklayıp delmem imkânsız
Bu işkence niye bu cevrin neden
Anlamam imkânsız bilmem imkânsız
Dönüşü olmayan yola girmişsin
Aklını fikrini çelmem imkânsız
İmkânsız güzelim her şey imkânsız
İmkânsıza çare bulmam imkânsız
Göz pınarlarımın suyu kurudu
Ağlayıp ağlayıp silmem imkânsız
Sağ mıyım ölü mü bilemiyorum
Ağlamam imkânsız gülmem imkânsız
Mum misali yavaş yavaş öldürdün
Yeniden bir daha ölmem imkânsız

AY PARÇALANDI
Şu çınar şu ardıç hep tepetaklak
Toz duman içinde kökten asılı
Hüküm mü emir mi ölümcül merak
Fermanın altında mühür basılı
Üçayaklı sehpa kökte Süreyya yıldızlar devrildi ay parçalandı
Adalet denilen mukaddes sevda celladın dilinde dün de yalandı
Getir güneşimi karanlık gece nedamet gösterip tekrar aydınlat
Sende çözülmeyen hangi bilmece anlat bilmeceni bir daha anlat
Senin sırrın falda kahve falcısı
Kahve telvesi ile iç efendini
Tarihin bugünün en yalancısı
Mademki kölesin seç efendini
Papatya falcısı falın tutmadı
Her yolu şunda bitiyor sandığın el çabukluğunu kimse yutmadı
Bir hokus bir  pokus yetiyor sandın
Okyanusta hortum Erciyes'te çul
Karanlık gecenin kansız katili
Sessiz fısıltılar deste deste çul
Canlı ölülerin cansız katili
Bilirim sendeki o intikamı
Tedavin imkânsız ruhun lekeli
Çekil dünyamızdan bırak yakamı
Kafdağı ardının görünmezi

MİHNETHANE
Yok huzurum bıkmışım dünya denen meyhaneden
Sallanır durmaz durulmaz farkı yok mestaneden
Anlamaz duymaz figanım bir ömür feryattayım
Gün gelip gitsem de kurtulsam şu mihnethaneden

TAKI ZAFERDEN GEÇERİZ
Takı zaferden geçeriz zulmet bizi engelleyemez
Bahr ile berr’den geçeriz bir gün ağarır tanyeri
Mehterle seherden geçeriz dünyamızın zulmette koyanlar Şeb-i Yeldada kalır
Milletle beraber yürüyüp takı zaferden geçeriz geçeriz.
Kıyamet
Bir zülziletil arz ile yoksul kırılır fay kırılır
Heyhat güneşin nurları bir anda söner ay kırılır
Yok faydası feryadımızın emrine teslim oluruz
Gökler kapanır bir lahzada bin fay kırılır
Başka Varım Kalmasın
Ben yanarken zarı giryanım da yansın
Dilde zarım kalmasın
Varsın iflas etti densin el sevinsin elde kârım kalmasın
Ömrümün her lahzasından şadumanlık zail olsun gam yemem
Her şeyim talan edilsin Halikımdan başka varım kalmasın
Önder
Ben şerh edeyim halimi bir cümlede sen güftemi sun
Nağme ile yürekler doluversin coşarak bestemiz ol
Duygun bu asil milletimin güftesidir bestesidir
Millet ile mısralaşalım sen ise bercestemiz ol
Ezansız Kalacaklar
Korkar dururum hırsa esaretle izansız kalacaklar
Piri denilen hırs ile yanmış gibi cansız kalacaklar
İzansıza ruhsuzluğu  anlat bakalım anlatamazsın
Bunlar çekilir sineye heyhat ki ezansız kalkacaklar
Ayasofya’m
Ayasofya’m ne eşin var ne de emsalini gördüm
Beni ihmal edenin sendeki ihmalini gördüm
Göğe ser çekmede ahında alemler gibi heyhat
Acırım bahtıma zira perişan halini gördüm

HOŞ SADAMIZ KALSA BARİ
Ömrümüz sonsuz değildir zikrederken dolsa bari
Kurtuluş yoktur ecelden secdedeyken gelse Bari
Ses biter seyran biter devran biter telkin verirler
Her sesin bir aksi vardır hoş sadamız kalsa bari

O BİR VE TEKTİR
Kulhuvallahu Ehad’dir eşi yoktur bilirim
Doğmayandır baba yok kardeşi yoktur bilirim
Halikımdır yaratandır yaratılmış ne ki var
Oğlu yoktur kızı yoktur eşi yoktur bilirim
Defter dürülünce bir gün dürülür defteri ömrün
Savaşın anlamı kalmaz
Dostlar götürür kabrine ekmekle aşın anlamı kalmaz
Yalnız bırakırlar seni
Münker ve Nekir sorguya başlar
Bundan öte kabrindeki zümrütlü taşın anlamı kalmaz
Ölüm de Bir Gün Ölür
Kiminde güller açar kimi var küskün ölür
Kimi Allah dostudur melekten üstün ölür
Hiçbir şey Baki değil herkes ölümü tadar
Rabbimden emir gelir ölüm de bir gün ölür
Hüda Baki Kalır
Bunca yıldır beklerim
Gelmez mi aniden gelir
İştiyakım bellidir bilmez mi halimden bilir
Kimse kalmaz can kuşum pervaz vururken yükselir
Bir Hüda baki kalır âlem biter herkes ölür
Fatih'teki İman
Şahlanmaya amade Küheylan ama meydan ele geçmez
Meydanları bulsan bile Fatih gibi Sultan ele geçmez
Fatih de küheylan da bulunmuş diyelim nerede İstanbul
Varsay ki hazır Fatih'teki iman ele geçmez.
Bir Ana Lazım
Bir ülke ki ruhlar barışıktır sana lazım
Kardeşçe kucaklaşmada gayret bana lazım
Dağlardan aşıp zirveye ersin diye dava
Evladına tercih edecek bir ana lazım
Mihnethane
Yok huzurum bıkmışım dünya denen meyhaneden
Sallanır durmaz durulmaz farkı yok mestaneden
Anlamaz duymaz figanım bir ömür feryattayım
Gün gelip gitsem de kurtulsam şu mihnethaneden