Ahmet Mercan - Hayri Küçükdeniz - Yusuf Ziya Özkan- Önderim Peygamberim 1990

Gönderen Konu: Ahmet Mercan - Hayri Küçükdeniz - Yusuf Ziya Özkan- Önderim Peygamberim 1990  (Okunma sayısı 1952 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mehmedim

  • Administrator
  • *
  • İleti: 11761
  • Etkinlik:
    0.4%
  • Tesekkur Edildi: 310655 kez
  • Rep Puanı: 583
  • Cinsiyet: Bay

Ahmet Mercan - Hayri Küçükdeniz - Yusuf Ziya Özkan- Önderim Peygamberim 1990 (16 / 68:07)
------------------------------------------------------------------------------------------


Ahmet Mercan - Hayri Küçükdeniz - Yusuf Ziya Özkan- Önderim Peygamberim 1990 192 kbps  (16 / 68:08)
----------------------------------------------------------------------------------------------------
05:37 -  Hayri Küçükdeniz - 2 El Emin Konuşuyor
02:17 -  Hayri Küçükdeniz - 5 Hüzünlü Günler
01:54 -  Hayri Küçükdeniz - 6 Müminler Akabede Biatta
04:23 -  Hayri Küçükdeniz - 8 Uhud Savaşı
04:44 -  Hayri Küçükdeniz - 9 Hubeybiyeye Doğru
02:05 -  Hayri Küçükdeniz - 10 Muteye Doğru
05:02 -  Hayri Küçükdeniz - 13 Medinede Geçen Günler
05:05 -  Hayri Küçükdeniz - 14 Ashabın Yogun Günleri
03:42 -  Hayri Küçükdeniz - 15 Kan Davalı Kardeşler Omuz Omuza
05:39 -  Yusuf Ziya Özkan - 1 Taşıdığı Güzelliklerle Büyüyor
04:24 -  Yusuf Ziya Özkan - 3  İşkenceler Sürüyor
02:32 -  Yusuf Ziya Özkan - 4 Habesistana Hicret
05:23 -  Yusuf Ziya Özkan - 7 Ensar Ve Muhacir
06:14 -  Yusuf Ziya Özkan - 11 Veda Haccı
04:57 -  Yusuf Ziya Özkan - 12 Sır Burda
04:02 -  Yusuf Ziya Özkan - 16 Önderimsin Peygamberimsin
Bu icerigi gorebilmeniz icin yapmaniz gerekenler:
  • içeriği görmek için tesekkur butonuna tiklamaniz gerekir (Mesajin sag kosesinde)


cennet vadisi

  • Vip Üye
  • *****
  • İleti: 2297
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 512 kez
  • Rep Puanı: 17
Paylastiginiz icin tesekkür ederim elinize saglik
 

hasanyöndem

  • Super Moderator
  • *
  • İleti: 3281
  • Etkinlik:
    1.4%
  • Tesekkur Edildi: 1525 kez
  • Rep Puanı: 151
  • Cinsiyet: Bay
Paylaşım için teşekkürler. Zannedersem aradığım bir paylaşım. Kısa kısa siyeri nebi arıyrdum.Teşekkürler mehmed.

Sessizlik; söyleyecek sözü olmayanın değil, boş lafta gözü olmayanın işidir
Linklerin Gorulmesine Izin Verilmiyor. Kayit ol ya da Giris Yap
 

Fedakar

  • Usta Üye
  • *****
  • İleti: 864
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 74 kez
  • Rep Puanı: 7
tesekkürler susuz abi.
 

KurbanAmca

  • Vip Üye
  • *****
  • İleti: 2991
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 19231 kez
  • Rep Puanı: 275
  • Cinsiyet: Bay
  • Kütahya'nın Pınarları
    • www.ilahi-ezgi.com
Paylaşım için teşekkürler kurban. Allah razı olsun.
Linklerin Gorulmesine Izin Verilmiyor. Kayit ol ya da Giris Yap
 

i k r @

  • Ziyaretçi
ALLAH razı olsun süper
 

muvahhidim

  • Kahraman Üye
  • *******
  • İleti: 1697
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 1147 kez
  • Rep Puanı: 43
  • Cinsiyet: Bay
Paylaşım için Allah (c.c) razı olsun..
 

emrah.dedo

  • Kıdemli Üye
  • ******
  • İleti: 1102
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 1068 kez
  • Rep Puanı: 52
  • Cinsiyet: Bay
allah razı olsun
halka hizmet.hakka hizmettir
 

ilahiezgi

  • Kahraman Üye
  • *******
  • İleti: 2957
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 1481 kez
  • Rep Puanı: 0
Allah razı olsun.
 

diamon63

  • Emektar Üye
  • ********
  • İleti: 3761
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 194 kez
  • Rep Puanı: 6
  • Cinsiyet: Bay
Paylaşım İçin Teşekkürler ..
 

mmmutlu93

  • Super Moderator
  • *
  • İleti: 2841
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 23994 kez
  • Rep Puanı: 49
  • Cinsiyet: Bay
razı olsun.
Gizli linklerin nasıl açılacağını öğrenmek için Linklerin Gorulmesine Izin Verilmiyor. Kayit ol ya da Giris Yap


 

hak aşığı

  • Vip Üye
  • *****
  • İleti: 6039
  • Etkinlik:
    2.8%
  • Tesekkur Edildi: 3662 kez
  • Rep Puanı: 85
  • Cinsiyet: Bay
Teşekkür ederim ALLAH razı olsun
 

kardelen01

  • Emektar Üye
  • ********
  • İleti: 9346
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 2301 kez
  • Rep Puanı: 54
ALLAH (C.C) Razı Olsun kardeşim.
Paylaşım İçin Teşekkürler
Ellerinize ve  Emeklerinize Sağlık
 

erten86

  • Emektar Üye
  • ********
  • İleti: 6995
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 239 kez
  • Rep Puanı: 1
Allah (C.c.) Tüm Müslümanlardan Razı Olsun İnşaallah...
 

hakansen967

  • Vip Üye
  • *****
  • İleti: 3622
  • Etkinlik:
    4.6%
  • Tesekkur Edildi: 864 kez
  • Rep Puanı: 574
  • Cinsiyet: Bay
    • ilahisözleri.net
TAŞIDIĞI GÜZELLİKLERLE BÜYÜYOR
İnsan şeytana direndiği kadar Rabbine yaklaşan
Rabbine yaklaştıkça şeytandan uzaklaşan
Rabbinin katından bir kıymet insan
Meleklerin arkadaşı topraktan yaratılan
Şeytan büyüklenen hem de Rabbin emrine
Ateşten yaratılan ateşlere atılan
İnsan şeytanca kandırılan gafilce ve ustaca avlanan bir ceza ile Cennetten dünyaya imtihana salınan
Pişman oldu insan ağladı Âdem ağladı Havva
Affedildiler ve çoğaldılar durmadan
Şeytan mühlet almış kıyamete dek
Görevi tuzak kurmak çelme vurmak
Cennete koşanları yolundan yuvarlamak
Böyle başladı savaş
Sürüyor hala sürecek daha Rabbin iznine kadar
İnsanın öyküsü Cennette başladı Cennete ulaşıncaya kadar
Şeytanla nice savaşlar yaşadı
İnsan şeytana direndiği kadar Rabbine yaklaşan
Rabbine yaklaştıkça şeytandan uzaklaşan
Rahman’dır Rahim’dir o anlayamayacağınız kadar
Ağaçlar kalem denizler mürekkep olsa anlatamayacağımız kadar
İblis galip gelince azdı hazırlandı insana
Sarıldı tuzaklara
Allah acıdı kullarına
Peygamberler gönderdi çağrı verdi onlara
Her çağrıda ikaz vardır
Uzak durun o büyüklenen İblis’ten
O İblis’e tabi olan habisten
Allah birdir eşi benzeri yoktur en güzel isimler onundur hüküm ancak O’nundur
Dönüş O’nadır
Çağlar çağları izledi
Şeytan durmadan vesvese verdi
Allah Nebiler gönderdi
Bu Kutlu çağrı uğrunda nice Nebiler durmak bilmeden İblis’e göğüs gerdi
Peygamberler insanlara karşılık beklemeden yol gösteren önderler
Balık karnında firavun karşısında ateşler ortasında ve nihayet Hira’da
Denenen sınanan
Rabbin inayeti ile saptırılmayan önderler
Hep ışık saçarak önümüze yürüyenler onlara ve onlara tabi olana selam olsun
Onları kutsal çağrı ile kuşatılıp gönderene hamdolsun
Cahiliye vesvesenin hayatı kuşatması
İblis ve dostlarının hayat hakkı bulması
Yetimler gözyaşına mazlumların kanına kahkaha atılması
İşte Mekke ve Medine'de böyle bir gece uzar
Gece içinde gözler yıldızlara bakıp da işaret beklemedeler
Yahudi ve Nasranîler yine mağlup olmuşlar Allah'ın kitabına helal haram katmışlar
Zayıflar eziliyor ezilenler ezildikçe daha çok
Ezenler gelişiyor gece uzuyor zulüm büyüyor
Uzanan çöller boyu her şey sükût içinde
Bir müjdeci bekliyor
Kumlar kulak kesmiş Hira Kâbe ve dünya esnemeyi unutmuş
Baharı haber veren müjdeyi bekler olmuş
Yıl 571
Sevinçten çıldırsa yeridir dünya
Bir nur iniyor dünyaya
Karanlık dünyayı nura boğmaya
Babası Abdullah onu göremeyecek
Annesi Âmine onu dünyaya getirip ölecek
O öksüz ve ümmi olarak büyüyecek
Halime sütannesi Ebu Talip amcası
Bir nur duyuyor karanlığın bağrında
Bereket saçar ayak bastığı yerin ardına
Mucizeler
Çöller
Ve hakikate ayarlı gözler
Sezilmektedir
Beklenmektedir
İki cihan güneşi Mekke'de koyun gütmektedir
Derinlik hayâ ve vakar cesaret basiret
Ve hepsinin üstünde el Emin
Ahlakın kaçıştığı Mekke sokaklarında o tek başına Emin
Doğru söyleyen hile bilmeyen
Her konuda güvenilen güzelliğin örneklerini ondan aldığı
Taşıdığı güzelliklerle birlikte büyüyor

EL EMİN KONUŞUYOR
Sarhoş kahkahaları yükselirken sokaklarından Mekke bağrında zulmü taşır zirveye
Eşya vitrinlerinde kadınlar
Kurumuş gözleriyle Karunlar başköşede ağırlanır sultan törenleriyle
Pazarlarında kumaşlar ve köleler yan yana satılır
İnsan yoktur oradaki insan satılır insan satın alınır
Mekke bu sana yakışmaz Peygamberler Yurdu sırtında bu kapkara yükü taşımaz
Mekke hazırlansın şafağa sevinçle kıvançla ve sessiz
Sokaklarında O geziyor Haberin var mı hey
Yol dağların yükseğidir
Yalnızlığın kolları ona yaslanan arkadaş yüreğidir
Uzağından bakılsın diye önce bir kaçış vardır tek başına kalınsa da tavır vardır
Kötüden kötülükten sahteden
Önce bir kaçış vardır yalnızlık pahasına horlanmak kovulmak sürülmek pahasına
Hira Sen şahitsin Sen konuklara sahne
Sen yalnız değilsin
Hazırlan Cebrail’e
Hazırlan Kutlu Elçiye hazırlan ve sıkı dur
Bir çağrı yayılacak senden
Gülümseyecek esir merhametin yüzü hüzün merhamete dönüşüyle övünecek hazırlan ve sıkı dur
Sırtında yürüyen ayaklara kapan sımsıkı sarıl ve kokla
Seni en maruf saraydan kıymetli kılan o elçinin sırtında yürümesidir
Hazırlan ve sıkı dur
Çobanlık sembolü O’nun
Sürü güder Peygamber
Cesaret ve Ticaret doğrulukla yolculuk kervanlarla yollarda
En emin insan
Kervan sahibesi ona hayran bu ne asalet bu ne vakar
Yaşı 45 dul Hatice 25'inde daha Muhammed
İlk evliliği onun
Yoldaşı dayanağı zor günlerin kararlı sığınağı
Fatma'nın annesi
Müminlerin annesi
Temiz anne Hatice
Anlayamazlar onlar
Kalpleri zifir olanlar
Bir gün neler diyecekler çok evlendiği için
Onu lekelemek isteyecekler
Göremezler ki
O en genç yaşında bir dul kadınla evli
Ve uzun seneler öyle geçecek
Onun her evliliğinde bir hikmet saklıdır
Bir güzellik bekler yanı başında
Bakmasını bilenin bakışlarında
Hz Hatice
Annesi Fatma'nın annesi müminlerin
Kollayan doğrulayan yoldaşı Muhammed'in
İnsanların en güzeli Hira Dağı'nda
Düşünmededir hayatı saran sırları
Düşünmededir cansız putlar önünde iki kat eğili duranları
Güneşin peşinde koşan ay gökyüzünde göz kırpan yıldızlar
Toprağın bulutlara hasreti
İç içe ince ince hesaplar
Tüm hesapların üstünde bir büyük hesap var
O kayıp gidenleri sevmeyen İbrahim'in duasıdır
Kurtuluş ve müjde O’na koşmaktadır
O tevekkül azığıyla Hira Dağı'ndadır
Ve gün geldi geldi Cebrail
Sarstı ve oku dedi
Okuma bilmem dedi Peygamber
Tekrarladı üç defa
Oku dedi Cebrail
Yaratan Rabbin adıyla
Rabbi insanı kan pıhtısından yarattı
Bilmediğini ona öğretti
Oku yaradan Rabbin adına
Bu nasıl bir olay
Eve döndü ve örtülere büründü
Örtün beni deyip Peygamber
Kalk ve korkut emriyle
Ilahi çağrı seferber
Toplanın buyurdu toplandı Kureyş
Merak içinde herkes bekleşmedeler
Ben dedi Resul
Şu Dağın Arkasında düşman var dersem inanır mısınız?
İnanırız Sen Eminsin dediler
Öyle ise inanın
Ben Allah elçisiyim
Hani inanırız diyenler
Hani sen Eminsin diye
İnanan yok karşılık hakaretler
Hep böyle yapmışlardı
İbrahim Musa ve İsa
Nelerle savaşmışlardı
Peygamberler kaderi
İnsanlara rağmen insanların ücretsiz önderleri

İŞKENCELER SÜRÜYOR
Davet başlıyor
Kadın erkek köle çocuk
Gizliden davet başlıyor
Mekke kaynıyor
Hatice Ebubekir Zeyd
Küçük yaşına rağmen Ali
Bir sır gibi taşınıyor çağrı
Ayet ayet sineye sindirilerek
Taşınıyor yaşanıyor
Dünya tüm zamanlarını alıp gelmiş
En mutlu çağına hazırlanıyor
Müşrikler tedirgin diken üstünde
Ne isim verelim ne diyelim buna
Mecnun diyelim
Kendimde değil diyelim
Düşünüp durmadalar
Atalar dininden taviz vermeme savaşındalar Atalar Atalar yanlış yola sapsalar da yine mi atalar
Ne tabirler bırakmışlar Latlar Uzzalar Menatlar
Mekke'de bir başka insanlar var
Geceler boyu ayetler okunuyor
Ayetler ne buyurdu gereği yapılıyor
Mekke'de bazı evler
Evlerde parlayan yüzler
Taşacak volkana hazırlanan aydınlanan gönüller
Mekke'de bir başka insanlar var Erkam'ın evi
İlk karargâh yeri
Bal yapan arıların
Hidayeti kucaklayan sevinçleri
Mekke'de umut
Mekke'de insanlar var
Işık sızınca aralıklardan
Kaçınılmaz olur karanlığın isyanı
Bir savaş tutuşur her buluşma yerinde
Dilin döndüğü gözün gördüğü yerde
Mekke işte böylesi günler içimde
Birkaç mü'min ilk olmanın onuruyla dopdolu
Bir çok kin süvarisi
Ardı sıra mevkileri malları akrabaları
Mekke kayalıkları inancın kararlı çığlıklarıyla yankılanıyor
Bilal Habbab ve diğerleri
Kırbaçlanıyor ateşlere atılıyor
Acının her yüzüyle yüz yüze Müminler
O güzel insanın secdede boynunda kötülüğü adımlayan ayaklar
O güzel insanın namazda
Sırtında işkembesi müşriklerin
Eziyet sürüyor yükselen şiddetiyle
Müslümanlar direniyor daha kararlı haykırarak
La ilahe illallah La ilahe illallah
Her şeyi anlatıyor bu söz
Anlatmadık bir şey bırakmadan
Olanca gücüyle büyüyor bu söz
Cehennemden Cennete durmadan yolcu taşıyor
Aynı yere bakanlarda farkı anlatıyor
Durmuyor bu söz
Sığmıyor mekâna
Gönüllerde yankılanıp kılıçların gölgesine
Secdelerde gözyaşımdan şehit dudaklarına
Çağların içinden zamansızlığa
Durmuyor bu söz durmuyor
La ilahe illallah La ilahe illallah
Bu söylemekle kalan bir söz değildir
İşkenceyle boykotlar bilir
Ekmek yok su yok alışveriş yok
Öyle bir mekân ki
Müslümanım diyenin işkenceden başka nasibi yok
Devran döner gün gelir
La ilahe illallah diyenler yine suçlu bulunur
İşkence edevatlarında üretim vardır
Zaman içinde kırbaçlar estetik zenginliğe ulaşır
Ebu Cehillerin elleri çoğalır
Neresi nereden sıkılır boğazların
Anlaşılmadan sürer eziyet
Suçlu hep aynı
La ilahe illallah
Bu suç yetmez mi kâfirleri deliye döndürmeye
Müminleri hiç durmadan ödüllerin en güzeli ile ödüllendirmeye bu suç yetmez mi?
Bu suçla suçlananların sağ yan meleği yorgun düşer yazmaktan

HABEŞİSTAN’A HİCRET
Zulüm cana kasteden son noktadadır
Yasir Ailesi işkencenin içinde
Sümeyye şehadete koşan şehitlerin öncüsü
Ebu Cehil karşı kara sayfaya
Firavun'un yanı başına yazılan isim
Zulüm taşınmaz olunca yollara düşer Müminler Peygamberin emriyle
Habeşistan'a hicret
Necaşi adil hükümdar
Konutlarına merhamet sunar
Ne ki durur mu müşrikler
Yola düşer kinle donatılmış elçiler sandık sandık hediyeler
Varır dururlar Necaşi’nin huzuruna
Müminleri bozgunculukla suçlayarak
Başlar konuşma
Necaşi müminleri de dinler
Dinleme onları dese de müşrikler
İki taraf dinlenmeli
İki taraf korkusuzca ve açıkça konuşabilmek her yerde ve her zaman
Kendine güvenenler korkmaz bundan
Telaşa düşenlerin korkudan titreyenlerin sarayları samandan
Konuştu Cafer bin Tayyar
Biz kötü bir kavimdik
Yetim malı yer yoksulu gözetmezdik faiz alıp verir her kötülüğü işlerdik
Allah içimizden emin bir elçi gönderdi
Onunla gelen çağrı tüm kötülükleri iyiliğe çevirdi
O anneye babaya ve akrabaya iyiliği önerdi
İşte bu adamlar işte bu gözleri açık körler
Hakikati kuşanıp gelen ışığı göremediler
Karanlık içinde çakılı kaldılar bu yüzden de bize yapmadık kötülük bırakmadılar
Biz de adil olduğunuza inandığımız için sağındaki ülkenize
Meryem'den sordu Necaşi
Okudu Kur'an'dan Cafer
İrkildi hükümdar haykırdı
Bu Hakk’tan gelendir ancak
Kirli hediyeleri kara yüzleri
Kursakta düğümlenen hayalleriyle döndüler müşrikler geriye

HÜZÜNLÜ GÜNLER
Hüzünlü günlerde Allah Resulü
Kendine destek Ebu Talip göçtü dünyadan
Atalar dininden dönerse ayıplanacağından gitti kopmaz halkaya tutunamadan
Ardından Hz Hatice
Sıkıntıların ve sırların ortağı
Peygamberin candan dayanağı
Hüzünlü günlerde Allah Resulü
Boykotu müşriklerin hüznü koyulaştırır
Müslüman hanelerden aç çocuk çığlıkları semaya kuşları ağlatan ağıtlar ulaştırır
Dayanılmaz şartlar içinde Taif’e gider Peygamber
En çetin şartlar içinde bile Hakk’a çağırmak vazife
Fakat Taif kör Taif sağır
Gelen elçiye karşılık olsun diye topluca eller taş yağdırır
Kan içinde ayakları
Yanımda Zeyd Bin Harise
Sızlıyor ikisinin de yaraları
Peygamberler zor şartların umudu bitmeyen şafakları
Dua buna rağmen
Taif’e rağmen Taif’e dua
Ya Rabbi bu ne büyük sabır ki altından hiç çıkmaz beddua
Prangalı akıllar sevinçten kuduruyorlar
Peygamber yedi kat göğe çıktığını söylüyor
Şimdi ona kim inanacak diye soruyorlar
Yahudiler bulurlar Ebubekir’i
Seninki göğe çıkmış
Rabbi ile konuşmuş
Söyle ne diyeceksin bu inanılmaz işe
O diyor Ebubekir
O mu söyledi bunu
O dediyse doğrudur
Çünkü O Allah Resulüdür
Burak Peygamber bineği
Ona biner Peygamber aşar mesafeleri seyreder âlemleri namaz emriyle döner
Mucize bu Müminler inanırlar
İnkârda kararlılar görevlerine daha sıkı sarılırlar

MÜMİNLER AKABEDE BİATTA
Her şeye rağmen davet
Her yerde herkesi ona kulluğa evet
Yalnız ona secdeye davet
Peygamber panayırda anlatır insanlara
Arkasından Ebu Cehil sarılır yalanlara
Nihayet Akabe’de on iki yürekli insan
Medine'den ticaret için gelmiş
Daveti dinleyip sarsılmış ellerini uzatmış
Kabul Ya Resulallah
Her türlü zorlukta her şeyin bulunduğu bollukta sana itaat iyiliğe çağrı kötülüğe savaş
Kınayanın kırılmasına aldırmadan kardeşten anneden ve babadan daha çok seni sevip kollayacağımıza
Biat ederiz şu mavi gök şahit buna
Medine'ye giden on iki inanmış
Akabe’ye yetmiş üç mümin olarak döner
Hepsi kararlı hepsi Hakk’a susamış güzellik volkanı yetmiş üç insan
Akabe'de eller Akabe’de gönüller iç içe üst üsteler
Çığ gibi gürledi kenetlenmiş kuleler
Canımız sana feda ya Resulallah
Seninle sırat-ı müstakim yolunda ölene dek öldürülene dek

ENSAR VE MUHACİR
Şirkin dayanılmaz yüzü
Yaşanılmaz kılınca Mekke’yi
Müminlere hicret görünür
Evler bahçeler sokaklar yıllarca birlikte arka arkaya
Düşmana karşı koyulan akrabalar
Kutsal çağrıya uymayan ne ve ne kadar şey varsa arkaya atılarak
Yalnız şafaklar ağartacak ak bir alına sığınarak
Yollara düşer Müminler
Güvercin beyazlığı
Örümcek gizliliği
İz bırakmama gayretinde rüzgâr
Hicret arkadaşlığına can atarak
Adım adım bir hicret destanı yazılır çöllere
Adımlara takılacak ne varsa geriye fırlatılarak
Yatağında Ali yatar onun
Müşriklerin kör gözlerine toprak saçarak
O ve arkadaşı yola koyulur
Deliye döner Kureyşliler
Yüz deve ödülle yollara atlılar düşürürler
O ve arkadaşı yol ala dursun
Ödül peşinde Süraka onları görür
Gözlerini parlatan sevinçle mahmuzladığı atı onu rüzgâr gibi götürür
Bir adım kala kalakalır Süraka
Atık kuma gömülü olarak
Boşuna tüm çaba gelemez kendine
Süraka bakar afallayarak
Atının izinden yükselen dumanın peşine
Yapamaz Süraka
Pişman ve tevbekâr
Affet ey Allah'ın Resulü deyip döner geriye affa uğrayarak
Prangalı fikirler diyarından göçtür hicret
Rızası için onun yürümektir hicret
Devlete yürümek
Medine Olmaktır hicret
Aynı yüce emre teslim olanlarla kardeş
Aynı anneden olup çağrıya uymayanları terktir hicret
Hicret bir kardeşlik destanıdır
Muhacir ve Ensar'ın birlikte yazdığı
Yazılarla kâğıtlara sığmayan
Aynı evi aynı kuru ekmeği bir yıldan fazla beraber bölüşmektir
İki eşten beğendiğini boşayayım onunla sen evlen teklifine
Eşlerinin hayrını gör erdemi ile karşılık verenlerin destanıdır
İşte devlet bu kardeşlikten filizlenmektedir
Sütunlar tevhid üzerine böyle yükselmektedir
Kardeşleriyle kucaklaşan Ensar
Onu bekliyor şimdi
Gözcüler daha yüksek ağaç aramadılar
Tüm Medine on beş gün
Gözleri ile Veda Tepesi'nin her santimini an an taramadalar
Hadi Veda Tepesi
Eğil biraz göster yolcularını
Hadi Kusva sen de sen de daha çabuk at adımlarını
Bak güneşten çatlamış yüzler
Acı karıncalanmaktan yaşarmış gözler
Hadi Veda hadi Kusva beklemede Medine beklemede eklenerek tüm zamanlar birbirine
Ve nihayet çığlık çığlıkla kucaklaşır sevinçten coşkudan sıkıntıdan çıkışta
Bir şiir düşer aynı anda yüreklere
Şiir üstüne bir ezgi akar düşer dillere
Veda tepesinden üstümüze dolunay doğdu
Bugünü görenler biz olduğumuz için şükretmek şükretmek bizlere vacip oldu
Dünya dört dönüyor mutlu Medine
Son Kutlu Elçiyi Mekke'den çekmiştir kendine
Hoş geldin demiştir ona ve davetine
Muhacir zorlukları aşarak koşanlar
Ensar tanımadıkları ama
Kardeşlerine upuzun kollarını ve hanelerine açanlar
Ensar Muhacir kucaklaşması
Bereketin ve sevginin Medine'yi çepeçevre kuşatması
Devlet saklanıyor sır burda
Muhacir ve Ensar
Ekmeği bahçeyi ve evi bölüştürdüğü zamanlar
Hiç şikâyet duyulmaz Ensar’dan
Kardeşim kardeşim isminden başka
Sevgi ile dökülen kelimeler dudaklarda
Devlet saklanıyor sır burada

UHUD SAVAŞI
Peygamberli Medine
Kucağında Nebi mescit örmede
Herkes gibi taşlar O’nun da elinde
Allah'ı secde edilen mescitlerin mimarı iner inmez Medine'ye
Onardı Medine’yi onardı gönülleri
Temelleri mescitlerin temelleri devletin adım adım atılıyor
Yüzleri müminlerin sevinçle güvenle parlıyor
Medine şimdi harıl harıl Mekke'ye ve tüm cihana hazırlanıyor
İnsanlığın hasreti müjdeci bağrında
Müminler koşuşuyor iyilikte yarışıyor her şey her iş
Yalnız Rabbim rızasına O’nun adıyla O’nun adına başlıyor
Medine şimdi harıl harıl Mekke'ye ve tüm cihana hazırlanıyor
Bedir bitmeyen randevunun yeni buluşma yeri
Görünüşü küçük ordu
Askerleri Müminler
Baba oğula karşı oğul babaya bir savaştır bu
Yalın iman kalkanlı küfre karşı
Yenilgi günün akıldan uzak sorusu
Çığ gibi ve donanmış küfür ordusu
Önce teklif olun Müslüman
Ebu Cehil Ebu Leheb ve sürüsü vebalıdan kaçar gibi kaçar onlardan iman
Fayda vermez teklif başlasın savaş damardan kan oluk oluk boşanır
Görünmez orduları Rabbin ortalığı çepeçevre kuşatır
Zafer müminlerin zafer meleklerin zafer müminleri melekleri halk edenin
Her şey ancak O’nun
Her şey O’nunla kaim
O emrederse havada su donar durur
O’ndan izinsiz yaprak bile sallanmaz olur
Böyle bilir müminler ve durmaz şükreder
Her zafer arkasından uzar gider secdeler
Esirler müşriklerden kafilelerle
Cezası ne İslam'a el kaldıranların
On kişiyi eğiten hür olacak
Cezası ödülle karışık hikmet
İlme ancak böyle verilir kıymet
Ardından Uhud Uhud hikmetlerini
Yenilgi içinde getirecek
Savaşma özlemi ile gençler vuruşalım deyince
İstişare gereği Uhud'a diyecekler
Uhud şehadet önderlerinin
Vuslat özlemlerini giderdikleri yerdir
Uhud Peygamber sözü üstüne ganimet kıymeti bindirenlerin
Yerlerini kaybettikleri yerdir
Uhud’dan döner Peygamber
Elinde kılıçlar kırılarak
Yüzü kanlar içinde kalarak
Uhud ibret bırakır
Peygamber sözü üstüne ganimet sevdası bindirenlerin okları düşer elinden
Gidenleri çok olur gelenlerinden

HUDEYBİYE’YE DOĞRU
Kılıçlar çöller develer
Gazveler seriyeler şehitler
Evler Müminler mescitler
Böyle geçer Medine'de günler
Savaşın rahmetini sevginin Peygamberi ile
Her şeyi yerli yerince yaşayan günler
Güzelin hakkını verir en güzeli ile
Hicret'in beşinci yılı
Bir Yahudi heyeti yollara düşmektedir
Yanından ayırmadığı fitneyi beraber götürmektedir
Nimetlere boğulup isyanı seçenler
İsyanda yol alıp bilenmedeler
Kureyş Gatafan Kureyza ve diğerleri tek tek
Tek vücut Yahudi yanında
Medine İslam Devleti dikilen hedef karşılarında
Ebu Süfyan dev orduya komutan
Medine'de Müslümanlar istişare eder
Fikirlerden fikir süzülür
Selman der kazalım hendekler kabul görür Peygamberden onay alır müminlerden
Şarkılar söylenirken kazılır hendekler
Açlığı bastıran taşlar sert darbelerden
Kazma kürek var gücüyle çalışır sahabeler ve bir sevda türküsü dökülür dillerden
Bizler Muhammed'e biat eden erleriz
Ölene dek öldürülene dek bu yoldan dönmeyiz
Hevenk hevenk birleşerek gelir düşman
Çığ gibi gelir durur Hendek'te atlayamadan
Huyey bulur bir yolunu
Ganimetlerin ihtişamlı büyüsünü salar Yahudi dostlarını kursağına
Ve müminlerle yapılan ittifak bozulur
Müslümanlar bir kez daha zorluk çemberinde
Dışarıda düşman şimdi İçeride de soğuk açlık ve karanlık uzar gider
Korkudan ağızlarda yürekler
Zorluğun her tadını tatmada Sahabeler
Bükülmek yok kırılmak yok var olan dua sabır direnme direnme
Birleşip çullanan küfrün sayısız her rengine
Yine onun yardımı yine ona açılan ellere düşüyor
Bir rüzgâr bir fırtına Medine’de
Çadırlar uçuyor atlar savunuyor
Ve dönüp gidiyorlar imanın ördüğü duvara çarparak
Atları kılıçları ortakları ortaklıkları küçülerek birbirine düşerek dönüp gidiyorlar hevesleriyle düğümlü kursakları
Hicret'in altıncı yılı bin dört yüz sahabe yoldadır
Beytullah sevinci ile yürekler sevinçle vurmaktadır
Fakat o ne Kusva huysuzluk etmektedir
Yere çöreklenip yürümeye karşı direnmektedir
Fil ordularını durduran onu da durdurmaktadır
Üzgün sahabeler için Mekke yine uzaklardadır
Mekke’liler Umre haberi ile tedirgin halleri ile elçiler koştururlar
Gidip gidip gelen elçiler
Sıkıntı taşıyan zamanlar
Sonunda antlaşma getir
Sahabenin anlayamadığı
Ebu Cendel’in haline dayanamadığı
Peygamber ferasetinden saklı
Meyvesi mevsimler içinde saklı
Öyle bir antlaşmadır Hudeybiye
Eli zincirli Mümin eli kılıçlı kâfir babaya teslim
Zincir kılıcı esir edecek
Olmazların hükmü eriyip
Ebu Basir dağları mekân seçecek
Görülmeyen güzel yüzü Hudeybiye’nin
Zamanı geldiğinde görülebilecek

MUTE’YE DOĞRU
Sancağı ile Ali'nin anıldığı yer Hayber
Yahudi müşriklerin gömüldüğü yer Hayber
Gazveler seriyeler seferler peş peşe birbirini izler
Bir müslüman elçiyi kâfirler katlederler
Bir bedenin uzuvları tüm Müslümanları kuşatır sarar acı
Resulullah yolcular Mute’ye doğru yola koyulur ordular
Mute savaşların şanlısına şehit komutanların ellerinde kırılan kılıçlarına bakıp bakıp durmakta
Meleklerin arkadaşları Zeyd Cafer Abdullah Bin Revaha
Şehadetle cennete koşanlar inci tahtlarında
Peygamber mucizesi ile Medine'de anlatılanlar
Bir yangın sevda İçinde Cennete adanmış canlar
Yüreğin lime lime liflere bölünüşü
Kılıç olup acının gönüle saplanışı
Yaşların cıva olup yüreğe boşanışı
Acıyı anlatan nice söz varsa gelsin
Ayrılıktır anlatılmaya başlanan ayrılık ki Sevgiliden en sevgilinin sevgilisinden
Dizlerin bağı çözülsün
Dünya sulansın gözlerde
Yanaklarda süzülsün sessiz ve sıcak
Muhabbetin adaletin ve sevginin berraklığı o yaşlar ki
Cehennem ateşini donduracak

VEDA HACCI
Duyun güzel insanlar
Duyun güzele hasret yaşayanlar
O veda haccına hazırlanıyor
Sıyrılsın insanlık sahte söylemlerden
Kurtulsun mazlumlar kendilerine karanlığı seçerek işleten bildirilerden
Bir an herkes işini bıraksın
Çekiçler sussun makineler dursun
Kulak kessin her şey herkes
İnsanlığı kuşatan bildiri okunuyor
Duyun duyurun
Peygamber söylevinin kulak hırsızı sen de duy
Uydurduğun evrensel beyannamenin yüzü
Sadece sana dönük
Mazlum öldürerek hayat hakkı hazırla kendine
Bin bir yüzün beyaz ve kızıl sarayların şeytan kıskandıran işlevin ile
Bir kez daha duy
Bir el uzanıyor gökyüzüne
Bir işaret parmağı yükseliyor maviliğin yükseğine
Yeryüzü nabzını tutmuş
Müminlerin gözlerindeki yaşlar
Acıyla sızıyor yüreklerine
O buyurdu=
Bir daha buluşmak mümkün olmayabilir
Dinleyin insanlar şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur
O tektir eşi benzeri yoktur
Ey Allah'ın kulları duyun ve doyurun
Sizden duyanlar içinde yürekleri ile dinleyecekler olacak
Daha sıkı kavrayanlar olacak
Cahiliyeye ait her şey ayaklarımın altındadır
Faiz ve kan davası ve onlarla yan yana zulme mesken ne varsa
Müslümanlar kardeştir malları canları ve namusları
Dokunulmaz ve kutsaldır
Arap'ın Acem’e üstünlüğü yoktur
Üstünlük ancak takvadadır
En sevgilinin sevgilisi
Zamanların insanların her şeyini almış gelmiş dünyanın önünde son kez soruyor
Tebliğ ettim mi tebliğ ettim mi tebliğ ettim mi?
Şahit ol Ya Rab Şahit ol Ya Rab Şahit ol Ya Rab
Arafat hüzünle sarsılıyor
Ve bir bildiri yayılıyor Arafat’tan zamana ve mekâna
Rüzgârların çiçeklere taşıdığı müjdeden önce aldı avuçlarına
Her devirde önderidir müminlerin
Ve önderlik etmektedir yeryüzüne
Zorba sütunlar arasından sızan çağrısıyla Hira’da emaneti kuşanan
Yirmi üç yıl bir an durmayan
Eşkıyadan Sahabe çıkarıp esenlik toplumunu kuran
Hakikat tutsakların önüne düşen önder
Zamanları harmanlayıp takvimleri durdurarak güzelliğin sembolü oldu
Onunla birlikte dünya dikenlerinden kurtulup gül kıyamına durdu
Canlar gönül kulağını açsın hiç duymamış gibi şimdi duysun
Kurtuluş sırrıdır yankılanan
Asırlardan Arafat’tan
Süzülüp kulaklarınızda çalkalanan
Canlar Can kulağını açsın
Örnektir O önderdir O
Sözün güzeli ile en güzele çağırdı
Davet etti hicret etti
Mescit ördü kılıç kavradı
Hendek kazdı koyun sağdı
Evlendi çocuk sevdi
Hasır izleri kaburgasında
Yoksullarla sabahladı
Cömertlik yine O’ndan sergilendi
Yetimlerin yüreğine sevinç düşürdü
O Allah'ın elçisi
Müminlerin kardeşi dayanağı zulmün amansız düşmanı
O’na der Allah Habibim
O’nunla müjdelendik biz
Örneğim önderim Peygamberim
O sevgiyi ve öfkeyi hep Allah için kullandı
Sevginin savaşın rahmetin Peygamberi
Mirası zamanları aşıp
Zulmün şafağına vuran
Aydınlığın sancağı
Çarpık bir çağ içinde
Güvencesiyle Rabbin
Şefaatine ümidim
Senden Başka
Düşemeyecek önüme kimse
Önderim Peygamberim

SIR BURDA
Şirkin dayanılmaz yüzü
Yaşanılmaz kılınca Mekke’yi
Müminlere hicret görünür
Evler bahçeler sokaklar yıllarca birlikte arka arkaya
Düşmana karşı koyulan akrabalar
Kutsal çağrıya uymayan ne ve ne kadar şey varsa arkaya atılarak
Yalnız şafaklar ağartacak ak bir alına sığınarak
Yollara düşer Müminler
Güvercin beyazlığı
Örümcek gizliliği
İz bırakmama gayretinde rüzgâr
Hicret arkadaşlığına can atarak
Adım adım bir hicret destanı yazılır çöllere
Adımlara takılacak ne varsa geriye fırlatılarak
Yatağında Ali yatar onun
Müşriklerin kör gözlerine toprak saçarak
O ve arkadaşı yola koyulur
Deliye döner Kureyşliler
Yüz deve ödülle yollara atlılar düşürürler
O ve arkadaşı yol ala dursun
Ödül peşinde Süraka onları görür
Gözlerini parlatan sevinçle mahmuzladığı atı onu rüzgâr gibi götürür
Bir adım kala kalakalır Süraka
Atık kuma gömülü olarak
Boşuna tüm çaba gelemez kendine
Süraka bakar afallayarak
Atının izinden yükselen dumanın peşine
Yapamaz Süraka
Pişman ve tevbekâr
Affet ey Allah'ın Resulü deyip döner geriye affa uğrayarak
Prangalı fikirler diyarından göçtür hicret
Rızası için onun yürümektir hicret
Devlete yürümek
Medine Olmaktır hicret
Aynı yüce emre teslim olanlarla kardeş
Aynı anneden olup çağrıya uymayanları terktir hicret
Hicret bir kardeşlik destanıdır
Muhacir ve Ensar'ın birlikte yazdığı
Yazılarla kâğıtlara sığmayan
Aynı evi aynı kuru ekmeği bir yıldan fazla beraber bölüşmektir
İki eşten beğendiğini boşayayım onunla sen evlen teklifine
Eşlerinin hayrını gör erdemi ile karşılık verenlerin destanıdır
İşte devlet bu kardeşlikten filizlenmektedir
Sütunlar tevhid üzerine böyle yükselmektedir
Kardeşleriyle kucaklaşan Ensar
Onu bekliyor şimdi
Gözcüler daha yüksek ağaç aramadılar
Tüm Medine on beş gün
Gözleri ile Veda Tepesi'nin her santimini an an taramadalar
Hadi Veda Tepesi
Eğil biraz göster yolcularını
Hadi Kusva sen de sen de daha çabuk at adımlarını
Bak güneşten çatlamış yüzler
Acı karıncalanmaktan yaşarmış gözler
Hadi Veda hadi Kusva beklemede Medine beklemede eklenerek tüm zamanlar birbirine
Ve nihayet çığlık çığlıkla kucaklaşır sevinçten coşkudan sıkıntıdan çıkışta
Bir şiir düşer aynı anda yüreklere
Şiir üstüne bir ezgi akar düşer dillere
Veda tepesinden üstümüze dolunay doğdu
Bugünü görenler biz olduğumuz için şükretmek şükretmek bizlere vacip oldu
Dünya dört dönüyor mutlu Medine
Son Kutlu Elçiyi Mekke'den çekmiştir kendine
Hoş geldin demiştir ona ve davetine
Muhacir zorlukları aşarak koşanlar
Ensar tanımadıkları ama
Kardeşlerine upuzun kollarını ve hanelerine açanlar
Ensar Muhacir kucaklaşması
Bereketin ve sevginin Medine'yi çepeçevre kuşatması
Devlet saklanıyor sır burda
Muhacir ve Ensar
Ekmeği bahçeyi ve evi bölüştürdüğü zamanlar
Hiç şikâyet duyulmaz Ensar’dan
Kardeşim kardeşim isminden başka
Sevgi ile dökülen kelimeler dudaklarda
Devlet saklanıyor sır burada

MEDİNE’DE GEÇEN GÜNLER
Muhacir ve Ensar
Ekmeği bahçeyi ve evi bölüştüğü zamanlar
Hiç şikâyet duyulmaz Ensar’dan
Kardeşim kardeşim isminden başka
Sevgiyle dökülen kelimeler dudaklarda
Devlet saklanıyor sır burda
Kucağında Nebi mescit örmede
Herkes gibi taşlar O’nun da elinde
Allah'ı secde edilen mescitlerin mimarı iner inmez Medine'ye
Onardı Medine’yi onardı gönülleri
Temelleri mescitlerin temelleri devletin adım adım atılıyor
Yüzleri müminlerin sevinçle güvenle parlıyor
Medine şimdi harıl harıl Mekke'ye ve tüm cihana hazırlanıyor
İnsanlığın hasreti müjdeci bağrında
Müminler koşuşuyor iyilikte yarışıyor her şey her iş
Yalnız Rabbin rızasına O’nun adıyla O’nun adına başlıyor
Medine şimdi harıl harıl Mekke'ye ve tüm cihana hazırlanıyor
Bedir bitmeyen randevunun yeni buluşma yeri
Görünüşü küçük ordu
Askerleri Müminler
Baba oğula karşı oğul babaya bir savaştır bu
Yalın iman kalkanlı küfre karşı
Yenilgi günün akıldan uzak sorusu
Çığ gibi ve donanmış küfür ordusu
Önce teklif olun Müslüman
Ebu Cehil Ebu Leheb ve sürüsü vebalıdan kaçar gibi kaçar onlardan iman
Fayda vermez teklif başlasın savaş damardan kan oluk oluk boşanır
Görünmez orduları Rabbin ortalığı çepeçevre kuşatır
Zafer müminlerin zafer meleklerin zafer müminleri melekleri halk edenin
Her şey ancak O’nun
Her şey O’nunla kaim
O emrederse havada su donar durur
O’ndan izinsiz yaprak bile sallanmaz olur
Böyle bilir müminler ve durmaz şükreder
Her zafer arkasından uzar gider secdeler
Esirler müşriklerden kafilelerle
Cezası ne İslam'a el kaldıranların
On kişiyi eğiten hür olacak
Cezası ödülle karışık hikmet
İlme ancak böyle verilir kıymet
Ardından Uhud Uhud hikmetlerini
Yenilgi içinde getirecek
Savaşma özlemi ile gençler vuruşalım deyince
İstişare gereği Uhud'a diyecekler
Uhud şehadet önderlerinin
Vuslat özlemlerini giderdikleri yerdir
Uhud Peygamber sözü üstüne ganimet kıymeti bindirenlerin
Yerlerini kaybettikleri yerdir
Uhud’dan döner Peygamber
Elinde kılıçlar kırılarak
Yüzü kanlar içinde kalarak
Uhud ibret bırakır
Peygamber sözü üstüne ganimet sevdası bindirenlerin okları düşer elinden
Gidenleri çok olur gelenlerinden
Kılıçlar çöller develer
Gazveler seriyeler şehitler
Evler Müminler
Böyle Geçer Medine'de

ASHABIN YOĞUN GÜNLERİ
Savaşın rahmetinin sevginin Peygamberi ile her şeyi yerli yerince yaşayan günler
Güzelin hakkını verir en güzeli ile.
Hicret'in beşinci yılı bir Yahudi heyeti yollara düşmektedir
Yanından ayırmadığı fitneyi beraber götürmektedir
Nimetlere boğulup isyanı seçenler
İsyanda yol alıp bilen mideler
Kureyş Gatafan Kureyza ve diğerleri tek tek
Tek vücut Yahudi yanında
Medine İslam Devleti dikilen hedef karşılarında
Ebu Süfyan dev orduya komutan
Medine'de Müslümanlar istişare eder
Fikirlerden fikir süzülür
Selman der kazalım hendekler kabul görür Peygamberden onay alır müminlerden
Şarkılar söylenirken kazılır hendekler
Açlığı bastıran taşlar sert darbelerden
Kazma kürek var gücüyle çalışır sahabeler ve bir sevda türküsü dökülür dillerden
Bizler Muhammed'e biat eden erleriz
Ölene dek öldürülene dek bu yoldan dönmeyiz
Hevenk hevenk birleşerek gelir düşman
Çığ gibi gelir durur Hendek'te atlayamadan
Huyey bulur bir yolunu
Ganimetlerin ihtişamlı büyüsünü salar Yahudi dostlarını kursağına
Ve müminlerle yapılan ittifak bozulur
Müslümanlar bir kez daha zorluk çemberinde
Dışarıda düşman şimdi İçeride de soğuk açlık ve karanlık uzar gider
Korkudan ağızlarda yürekler
Zorluğun her tadını tatmada Sahabeler
Bükülmek yok kırılmak yok var olan dua sabır direnme direnme
Birleşip çullanan küfrün sayısız her rengine
Yine onun yardımı yine ona açılan ellere düşüyor
Bir rüzgâr bir fırtına Medine’de
Çadırlar uçuyor atlar savunuyor
Ve dönüp gidiyorlar imanın ördüğü duvara çarparak
Atları kılıçları ortakları ortaklıkları küçülerek birbirine düşerek dönüp gidiyorlar hevesleriyle düğümlü kursakları
Hicret'in altıncı yılı bin dört yüz sahabe yoldadır
Beytullah sevinci ile yürekler sevinçle vurmaktadır
Fakat o ne Kusva huysuzluk etmektedir
Yere çöreklenip yürümeye karşı direnmektedir
Fil ordularını durduran onu da durdurmaktadır
Üzgün sahabeler için Mekke yine uzaklardadır
Mekke’liler Umre haberi ile tedirgin halleri ile elçiler koştururlar
Gidip gidip gelen elçiler
Sıkıntı taşıyan zamanlar
Sonunda antlaşma getir
Sahabenin anlayamadığı
Ebu Cendel’in haline dayanamadığı
Peygamber ferasetinden saklı
Meyvesi mevsimler içinde saklı
Öyle bir antlaşmadır Hudeybiye
Eli zincirli Mümin eli kılıçlı kâfir babaya teslim
Zincir kılıcı esir edecek
Olmazların hükmü eriyip
Ebu Basir dağları mekân seçecek
Görülmeyen güzel yüzü Hudeybiye’nin
Zamanı geldiğinde görülebilecek
Zamanı geldiğinde görülebilecek
Sancağı ile Ali'nin anıldığı yer hay
Yahudi müşriklerin gömüldüğü yer Hayber
Gazveler seriyeler seferler peşpeşe birbirini izler
Bir müslüman elçiyi kâfirler
Bir bedenin uzuvları tüm Müslümanları kuşatır sarar acı

KAN DAVALI KARDEŞLER OMUZ OMUZA
Resulullah yolcular Mute’ye doğru yola koyulur ordular
Mute savaşların şanlısına şehit komutanların ellerinde kırılan kılıçlarına bakıp bakıp durmakta
Meleklerin arkadaşları Zeyd Cafer Abdullah Bin Revaha
Şehadetle cennete koşanlar inci tahtlarında
Peygamber mucizesi ile Medine'de anlatılanlar
Bir yangın sevda İçinde Cennete adanmış canlar
Yüreğin lime lime liflere bölünüşü
Kılıç olup acının gönüle saplanışı
Yaşların cıva olup yüreğe boşanışı
Acıyı anlatan nice söz varsa gelsin
Ayrılıktır anlatılmaya başlanan ayrılık ki Sevgiliden en sevgilinin sevgilisinden
Dizlerin bağı çözülsün
Dünya sulansın gözlerde
Yanaklarda süzülsün sessiz ve sıcak
Muhabbetin adaletin ve sevginin berraklığı o yaşlar ki
Cehennem ateşini donduracak
Duyun güzel insanlar
Duyun güzele hasret yaşayanlar
O Veda haccını hazırlanıyor
Sıyrılsın insanlık sahte söylemlerden
Kurtulsun mazlumlar kendilerine karanlığı seçerek işleten bildirilerden
Bir an herkes işini bıraksın
Çekiçler sussun makineler dursun
Kulak kessin her şey herkes
İnsanlığı kuşatan bildiri okunuyor
Duyun duyurun
Peygamber söylevinin kulak hırsızı sen de duy
Uydurduğun evrensel beyannamenin yüzü
Sadece sana dönük
Mazlum öldürerek hayat hakkı hazırla kendine
Bin bir yüzün beyaz ve kızıl sarayların şeytan kıskandıran işlevin ile
Bir kez daha duy
Bir el uzanıyor gökyüzüne
Bir işaret parmağı yükseliyor maviliğin yükseğine
Yeryüzü nabzını tutmuş
Müminlerin gözlerindeki yaşlar
Acıyla sızıyor yüreklerine
O buyurdu=
Bir daha buluşmak mümkün olmayabilir
Dinleyin insanlar şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur
O tektir eşi benzeri yoktur
Ey Allah'ın kulları duyun ve doyurun
Sizden duyanlar içinde yürekleri ile dinleyecekler olacak
Daha sıkı kavrayanlar olacak
Cahiliyeye ait her şey ayaklarımın altındadır
Faiz ve kan davası ve onlarla yan yana zulme mesken ne varsa

ÖNDERİMSİN PEYGAMBERİMSİN
Müslümanlar kardeştir malları canları ve namusları
Dokunulmaz ve kutsaldır
Arap'ın Acem’e üstünlüğü yoktur
Üstünlük ancak takvadadır
En sevgilinin sevgilisi
Zamanların insanların her şeyini almış gelmiş dünyanın önünde son kez soruyor
Tebliğ ettim mi tebliğ ettim mi tebliğ ettim mi?
Şahit ol Ya Rab Şahit ol Ya Rab Şahit ol Ya Rab
Arafat hüzünle sarsılıyor
Ve bir bildiri yayılıyor Arafat’tan zamana ve mekâna
Rüzgârların çiçeklere taşıdığı müjdeden önce aldı avuçlarına
Her devirde önderidir müminlerin
Ve önderlik etmektedir yeryüzüne
Zorba sütunlar arasından sızan çağrısıyla Hira’da emaneti kuşanan
Yirmi üç yıl bir an durmayan
Eşkıyadan Sahabe çıkarıp esenlik toplumunu kuran
Hakikat tutsakların önüne düşen önder
Zamanları harmanlayıp takvimleri durdurarak güzelliğin sembolü oldu
Onunla birlikte dünya dikenlerinden kurtulup gül kıyamına durdu
Canlar gönül kulağını açsın hiç duymamış gibi şimdi duysun
Kurtuluş sırrıdır yankılanan
Asırlardan Arafat’tan
Süzülüp kulaklarınızda çalkalanan
Canlar Can kulağını açsın
Örnektir O önderdir O
Sözün güzeli ile en güzele çağırdı
Davet etti hicret etti
Mescit ördü kılıç kavradı
Hendek kazdı koyun sağdı
Evlendi çocuk sevdi
Hasır izleri kaburgasında
Yoksullarla sabahladı
Cömertlik yine O’ndan sergilendi
Yetimlerin yüreğine sevinç düşürdü
O Allah'ın elçisi
Müminlerin kardeşi dayanağı zulmün amansız düşmanı
O’na der Allah Habibim
O’nunla müjdelendik biz
Örneğim önderim Peygamberim
O sevgiyi ve öfkeyi hep Allah için kullandı
Sevginin savaşın rahmetin Peygamberi
Mirası zamanları aşıp
Zulmün şafağına vuran
Aydınlığın sancağı
Çarpık bir çağ içinde
Güvencesiyle Rabbin
Şefaatine ümidim
Senden Başka düşemeyecek önüme kimse
Önderim Peygamberim
Linklerin Gorulmesine Izin Verilmiyor. Kayit ol ya da Giris Yap